SAVAŞIN GÖLGESİNDE 5- AZİM

 SAVAŞIN GÖLGESİNDE 5- AZİM

278. Gün İSTANBUL

Dilara 5,5 yaşında anaokuluna giden sakin bir kız çocuğuydu. Annesine çok düşkündü ve birlikte yaptıkları etkinlikleri çok severdi. Hele de el yordamıyla yapılan işler çok hoşuna giderdi. Resim yaparken parmak boyaları, oyun hamurundan çeşit çeşit hayvan figürleri, ormanda olduklarında yapraklarla yemek yapmak, toprağı çamur yapmak vazgeçilmezleriydi.

SAVAŞIN GÖLGESİNDE 5- AZİM

Yine bir gün boncuklarla oynarken ağlamaya başladı.

“Anneeeee of yine olmadı çok mutsuzum.”

“Ne olmadı çocuğum?”

“Baksana dizdiğim boncuklar bu ipte durmuyor, kayıp dökülüyor hiçbir şeyi beceremiyorum.”

“Dur üzülme hemen, toplarız boncuklarını tekrar dizersin. İpin ucuna düğüm atmış mıydın?”

“Atamadım onu bile yapamıyorum hiçbir şey yapamıyorum.”

“Sana ilk yaptığın resimler kötü olduğunda bir şey öğretmiştim hatırlıyor musun?”

“Hayır neydi ki?” diye sorarken gözleri dolu doluydu.

“Yaptığın ilk resim güzel olmuştu. Herkes beğenince anne ben büyüyünce ressam olmak istiyorum” demiştin. Ama sonra yaptığın resimler uzun bir süre çirkin olmuştu.

“Vazgeçme Dilara! Yeter ki azmet onlar güzelleşecek” diye öğretmiştim… “Şimdi hatırladın mı?”

“Eveeet sonra çizim videoları izleyip, her gördüğümü çizmeye başladım değil mi anne?”

SAVAŞIN GÖLGESİNDE 5- AZİM

Uğraşıp yapabildiği şeyi hatırlayınca Dilara’nın gözlerinin içi parlamıştı. Yere saçılan boncuklarını bir bir toplamaya başladı. Ama bu sefer büyük bir şevkle…

 

278.Gün - DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE ZULMÜN YAŞANDIĞI O ŞEHİR

On aydan fazla süre geçmişti. Bir avuç toprağa sıkıştırılan insanların canlarıyla, mallarıyla, sevdikleriyle çektiği büyük acılar sıradanlaştırılmıştı. Her yeni esir serbest bırakıldığında, akla gelmez işkenceleri duyuyorduk. Sadece vicdan sahiplerine ulaşan bir sesleri vardı. İnsanın ne kadar cahil, zorba ve zalim olabildiği gerçekliğinden git gide daha emin olur olmuştuk.

Bu zulmün içinde olanlar, görmeyenler görsün diye yaşadıklarını paylaşıyor yardım diliyordu. Görüntülerde baskı ve zorluk ne kadar yüksek olsa da insanların tavrında değişmeyen bir benzerlik vardı. O da azimleri!

SAVAŞIN GÖLGESİNDE 5- AZİM

Bunlardan biri olan Amer de savaşın ortasında ümidini asla kaybetmeyeceğine dair deliller sunuyordu. Gazze'de yıkılmış ve kullanılamaz halde bırakılmış evlerin içinden enkazları temizliyor, eldeki imkanlarla harabeleri hayata kavuşturmak için çabalıyordu.

Çatısı olmayan bir mutfaktan molozları boşaltıp tezgahta bir tenekede ateş yakıyor, kahvesini demleyip yılmadığını dünyaya gösteriyordu… Ya da yıkık bir evin önünde çocuklara dağıtmak için bir tepsi tatlı yoğuruyordu. Her görüntüsünde ortak olansa gözlerinin içindeki gülümsemeydi. Baskının en yüksek halinde bile vazgeçmeden, azim ve ümitle hareket etmek hayatı gerçeklerle yaşayabilenlere özgü olmalıydı.

Hâlbuki insanların çoğu hayatı çaba ve mücadelesiz yaşama derdine düşmüştü. Yapabilmek için çok istek üreten, yapması gerekenleri görünce azmetmeyen ve sonuç alamayınca kendini kahreden bir yaşama...


Neden,

Sıradışı bir ilmin,

Sıradışı keyiflerin,

Sıradışı ortamın,

Sıradışı ilişkin,

Ya da sıradışılarla ilişkilerin olsun ki?

Neden seninle ilişki kursunlar, sana değer versinler?

Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?


"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

 

Yorumlar

  1. Ne çok ihtiyacımız var gerçeğe,
    akıl almaz durumlara kafa tutuyor gerçeğe hakim olunca insan! RABbimiz gerçeği içine alanlardan, tarafı doğru olanlara destek verenlerden, mazlumla hem hal olup yükünü hafifletenlerden eylesin...

    YanıtlaSil
  2. Evet elinde hiç bir sonuç olmayabilir ama Rabbin var… evet elinde belki de kalmadığını düşünürsün ama Rabbin var sana neler verdi şuan bir bilsen ve bunu sadece belki de sen bilmiyorsun…

    YanıtlaSil
  3. Elimize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. İnsan hep hazıra konmak istiyor. Hep hacadan gelsin bedel ödemeden olsun emek harcamadan bir şeyleri elde etmek ister. Ama emek olmadan hiçbir şeyin tadı olmuyor.

    YanıtlaSil
  4. Gerçeğe sahip olmak yeter mi?
    Bu gerçekleri uygulayacak bedellere ve cesarete sahip miyiz?
    Doğru zamanda doğru davranış sergilemek de bir hak edişse,
    RAB bimiz bu konuda da yol gösterir misin🤲🏻
    Kaleminize sağlık 🍃

    YanıtlaSil
  5. Hâlbuki insanların çoğu hayatı çaba ve mücadelesiz yaşama derdine düşmüştü... Günümüz insanının ahvali..

    YanıtlaSil
  6. O kadar kolaya alıştık ki gözlerimizin önünde kalın bir perde ve gerçeklerden uzak meczup bir halde bize verilen bu kıymetli ömrü tüketiyoruz.

    YanıtlaSil
  7. İnsana mücadele ederek elde etmediği hiçbir şey güzel gelmiyor. Mücadele ve çaba bu hayatın keyfi galiba...

    YanıtlaSil
  8. Malesef ne acı… çabasını harcamadığın hayatın mutluluğunu nasıl yaşarsın ki…

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kimsin?

Hasan Amca'nın Müşteri Hizmetlerine Hoşgeldiniz

Deneyimsel Tasarım Öğretisi