KOŞULSUZ İKRAM
Koştura koştura metroya yetişti. Metro oldukça kalabalıktı ve ayakta kalmıştı, ancak o
ayakta gitmeye razıydı. Şu an için işine geç kalmaması her şeyden önemliydi.
Leyla son on beş gündür hemen hemen neredeyse her gün işe geç kalmıştı çünkü.
Evinden bir türlü hazırlanıp çıkamaz olmuştu.
Son zamanlarda annesinin geçirdiği ağır rahatsızlık ve bakımı geceleri uykusuz ve yorgun kalmasına sebep oluyordu. Yine de iş yerine geç kalmamak için elinden geleni yapıyordu. Çalışkan ve sorumluluk sahibi olan Leyla bu durumdan dolayı kendisini çok rahatsız hissediyordu.
Leyla,
müdürüne olayları anlatmış ve ondan kendisini destekleyici bir geri dönüş
almıştı. Hakikaten de öyle olmuştu. Müdürü Esin Hanım, Leyla’nın yaşadığı zor
durumda ona destek olmaya çalışıyor ve onun için elinden geleni yapıyordu. Hem
işyerinde hem de dışarıda her türlü yardımcı olmaya çalışıyor, desteğini
esirgemiyordu.
Leyla,
müdürünün bu samimi iyiliği karşısında nasıl teşekkür edeceğini bilemiyordu.
Onun için neler yapabilirim diye düşünmeden de edemiyordu. ”Öyle kuru kuru teşekkür
ederim demekle yetinmek az gelir, hakkını vermek olmaz. Kişiye hak ettiğini,
hak ettiği kadar vermek gerekir.” dedi kendi kendine.
Hayatta her şeyin bir seviyesi varsa teşekkür etmenin de bir seviyesi olmalı diye düşündü Leyla. O zaman teşekkürün üst seviyesi nasıl olmalıydı?
Leyla
bu düşüncelerle gitgeller yaşarken bir yandan da Esin Hanım için güzel bir
şeyler planlamaya çalışıyordu. Zor günleri de yavaş yavaş geride kalmaya
başlamıştı. Aklına Esin Hanım’ı evine yemeğe davet etmek geldi. Leyla ev
yemekleri yapmada çok başarılıydı, çeşit çeşit mezeler yöresel yemekler yapar
lezzetine lezzet katardı. Bunun güzel bir fikir olduğunu düşündü ve nihayet
Esin Hanım’ı evine davet etti.
Esin
Hanım yardım sever, cömert ve mütevazi birisiydi, fakat onun da yaşadığı zorlu
bir hayat mücadelesi vardı. Engelli bir evladı vardı ve eşini erken yaşta
kaybetmişti. Her şeye rağmen hayata sıkı sıkıya tutunmuştu. Yüzünde hiç eksilmeyen tebessümü ise onun
hayata karşı teşekkürünü ifade ediyordu. Hiçbir zaman hayata küsmemiş ve
tam tersi elinde olan olmayan her imkana razı olmuştu. O zorluklar içindeki
yolculuğuyla her şeye rağmen şikayetsiz, şükürlü ve bol tebessümlü oluşuyla
hayata karşı en büyük teşekkürünü sunmuş oluyordu.
Leyla’nın
güzel ve özenle hazırladığı bir o kadar da lezzetli hazırladığı yemekleri
yedikten sonra bir güzel sohbet etmeye başladılar. Leyla sormadan edemedi,
“Esin Hanım uzun zamandır sizi takip ediyorum nasıl oluyor da o kadar
zorluklara rağmen hayata bu denli tutunabiliyorsunuz? Mutlusunuz ve herkese
koşulsuz dağıttığınız tebessümünüzü hiç eksiltmiyorsunuz?”
Esin
Hanım uzaklara daldı bu soru karşısında ve tebessümle cevap verdi.
“Leyla’cım
hayatta en güzel teşekkür en güzel
ikramlayana yapılır. Bizler hayata karşı duruşumuzla, O’nun bize verdiği
ikramlardan azına-çoğuna, kolaylığına-zorluğuna, acısına-hazzına, her durumda
bize bizim lehimize olanı verdiğine inanıyorsak ve payımıza düşene razıysak bize
verilenlere karşı en güzel teşekkürü etmiş oluyoruz. Ee hayat da bizi böylece
daha çok ikramlamaya başlıyor. İnsan daha başka nasıl mutlu olabilir ki?”
Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır…
İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder…
Dolayısıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur…
Verilen her şeyin kaynağına teşekkür… Ne doğru bir hatırlatma oldu. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilEsin hanımın elinde tutuğu anahtar zorlu sınavlardan geçmeyi sağlar.
YanıtlaSilYüzdeki tebessüm, şükrün ispatı. Tebessüm ve şükrümüzün daim olması dileğiyle. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilKaleminize sağlık... Bazen koşuşturmacadan asıl teşekkür etmemiz gerekene teşekkür etmeyi unutuyoruz, ne güzel bir hatırlatma....
YanıtlaSilSadece iletişimde değil davranışta teşekkürlü olmak…
YanıtlaSilİşte bu iyilikte haddini zorlamak demek…
İnsan, her hâliyle, duruşuyla, yaklaşımlarıyla aslında onu ikramlayana kendinden bir teşekkür sunabilme imkanına sahip.. Hakiki şükredenlerden olabilmek ümidiyle 🥰 Kaleminize sağlık 🌺
YanıtlaSilYüzdeki tebessüm hayata karşı teşekkürü ifade eder :)
YanıtlaSilKaleminize sağlık..
Doğru kişiye teşekkürü olunca tebessümü de eksilmiyor insanın çünkü onu verende belli 🌸
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌿
"payımıza düşene razıysak bize verilenlere karşı en güzel teşekkürü etmiş oluyoruz"
YanıtlaSilO’nu sevdiğini, O’ndan memnun olduğunu belirtmenin en güzel yollarından biri gülümsemek… Hem de zor koşullara rağmen… Yüz ifademize şöyle bir bakıp düzeltmemiz için hatırlatıcı bir yazı :)
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌸
Sade ve anlaşılır bir yazı olmuş..
YanıtlaSilBu konu hakkında daha fazla bilgi edinme şansımız var mı?
Daha fazla bilgi için: https://deneyimseltasarimogretisi.com/
SilHayattaki her sınava karşı tebessümlü olmak, şükürlü olmak da demek değil midir zaten? İnsan en büyük teşekkürü, o teşekkürün sahibine yönelttiğinde kazanan oluyor…
YanıtlaSilEmeğinize, kaleminize sağlık. Başka konular için de içerikleriniz var mı?
Elbette Bloğumuz içinde farklı yayınlarımıza ulaşabilirsiniz.
SilTebessüm teşekkürün kanıtı, o zaman zıttında tebessüm etmemek de insanın aslında teşekkür etmediğini mi gösterir?
YanıtlaSilTebessüm, teşekkürün delillerinden biridir. Bu konu ile ilgili olarak Başarı Psikolojisi etiketli yazılarımızı size önerebiliriz.
Silİnsan en güzel teşekkürü en çok ikramlayana yaparsa gerçekten çevresindeki insanlara karşı da Teşekkürlü oluyor. Ne güzel yazmışsınız kaleminize sağlık.
YanıtlaSilPeki insan kendisine verilen ikramları neden göremiyor?
Yorumunuz ve sorunuz için teşekkür ederiz. Sorunuz için size Başarı Psikolojisi etiketli yazılarımızı önerebiliriz.
SilElinize sağlık... Peki insan nasıl payına düşenden razı olur...? Bu konu üzerine de bir yazı paylaşılsa fena olmaz :))
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkür ederiz. Notumuzu aldık.
Sil