HER TAM BİR EKSİKLİK

HER TAM BİR EKSİKLİK

Serpil elindeki telefona dikkat kesilmiş etrafında olan bitenin farkında değildi. Aysun:

“Anne beni duymuyor musun, canım çok acıyor!” diye üst üste seslenince, Serpil kafasını kaldırıp etrafına bi bakındı.

“Anne sendeki hal ne kaç gündür elinden telefon düşmüyor?”diye Aysun devam ederken,

“Çok konuşma! Hadi bakayım odanı etrafı da toparlıyorsun hemen!” diye annesi lafı ağzına tıkadı.

HER TAM BİR EKSİKLİK

Serpil, çocuklar demese bu kadar daldığının farkında olmayacaktı. Kızı Aysun’un mezuniyet töreni vardı. Özel günlere, toplantılara önem verirdi Serpil. Böyle zamanlarda her şeyin eksiksiz olmasını, her şeyi ile iyi görünmek isterdi. Kendisi de başkalarına bakardı ve içinden olmuş olmamış diye geçirirdi. Kıyafetleri tamamdı, fakat bir türlü ayakkabı uyduramıyordu. Dışarı çıktığında gözü vitrinlerde, eve geldiğinde de telefonundaydı.

O kadar kişinin içine çıkacaktı, uyumsuz gözükmek istemiyordu. Akşam telefonuna bakıp bulamayınca Eksik olsun ne olacaktı ki?“ diye içinden geçirirken bir taraftan da ”Yok canım Serpil bulursun sen.” diyen iç sesini bastıramıyordu.

Ertesi gün, çocukları okula gönderir göndermez alışveriş merkezinin yolunu tuttu ve tam istediği ayakkabı vitrinde duruyordu. Ayağına giyip aynaya baktığında “Buldum seni!” dercesine kurnazca gülümsedi ve sanki ayakkabılar elinden kaçacak gibi hemen kasaya doğru yöneldi.

Kasaya giderken o ana kadar fiyatını sormamış olduğunu fark etti. Duyduğu rakama kulakları inanamadı. “Bu kadara da gerek yok canım!” diye içindeki ses yankılanırken “Bir daha nereden bulacaksın o kadar gezdin tozdun bunun gibisini bulamazsın.” ikilemi içerisinde, birden kartını uzatıverdi. “Ne olacak canım ödenir, geçer gider.” diye kendini de teselli etmeyi de ihmal etmedi. 

HER TAM BİR EKSİKLİK

Günler günleri kovalayıp nihayetinde beklenen gün geldi. Okul güzelce hazırlanmıştı, bahçe süslenmiş, özenle hazırlanmış masalar, ikramlıklar ve arka planda hafif müzik çalıyordu. Serpil herkes ile selamlaşıyor ara sıra övgüler alıyordu. Kendi halinden memnun mutlu hissediyordu. Bu kadar hazırlığı boşuna yapmamış olduğunun gururunu yaşıyordu.

Serpil önüne gelen ikramı geri çevirmeyip içeceğini alıp masaya oturdu. Tam içeceği sırada biri farkında olmadan Serpil’e çarpınca elindeki içecek olduğu gibi üzerine döküldü. Bir çığlık atıp, hemen tuvalete koştu. Ne mümkün lekeyi çıkaramamıştı. Ağlamaklı ne yapacağını düşünüyordu eve gidip değiştirse zaman yetişmezdi, bu şekilde de ortalıkta dolaşamazdı. En iyisi bir yere oturup kalkmamak diye düşünmüştü. Nereye oturayım da kimse beni görmesin derken, karşısına çıkanlar ona ne olduğunu sorup duruyorlardı. Serpil titizlikle hazırlığını yaptığı günün keyfini yaşayamıyor olmanın verdiği üzüntüyle, olan biteni çevresine anlatmaya çalışıyordu.

İnsan, hayatta hep daha iyisini ve fazlasını ister. Fakat çoğu zaman, bunun bedelini düşünmeden ister. Tamamlanınca huzur bulacağını sanır, ama yanılır. Çünkü hayat, tamamlamaya çalıştığımız her şeye karşılık, bir yerden eksiltir.

Somut pek çok şeyde insan bu prensibe uyum sağlamıştır. Bir çaydanlık veya ütünün buhar haznesi sonuna kadar doldurulmaz; arabanın deposu ağzına kadar yakıtla doyurulmaz. Fazlası arızaya yol açar. Vücudumuz da öyle karnımızı tıka basa doldurduğumuzda rahatsız oluruz. Akciğerlerimizde nefes için boşluk gerekir. 

HER TAM BİR EKSİKLİK

Sadece çaydanlığı doldururken değil, hayatının her yerinde bir şeylerin kusursuz olmasına muhtaç olmamak insanı rahatlatır. Mükemmel bir iş, dört dörtlük bir eş veya tastamam bir ev. Hepsinin en önemli parçaları ise eksiklik.

Elinden gelenin en iyisini yapmak önemlidir, ancak her şeyin kusursuz olmasını dilemek gerçekçi olmaz. Çünkü her tamamlama çabası, insana daha yüksek bir bedel getirmesinin yanı sıra artık başka bir eksikliğin doğuşuna zemindir.




Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır…

İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder…

Dolayısıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur…

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. Biz mükemmel olamayız bırakalımda bir şeyler de eksik olsun...kaleminize sağlık güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  2. İnsan tamamladıkça, tam olacağını zanneder ancak en değerli parçası eksik olanıdır 🍀

    YanıtlaSil

Yorum Gönder