ÇEVRE DOSTU KAMYONLAR

ÇEVRE DOSTU KAMYONLAR

Camından içeri sızan ışıkla uyanan Neşe güne erken başlamayı seviyordu. Bu sabah da kalktı ve hazırlandı, günlük rutinlerine başlamadan önce dışarı attı kendisini. Az çok demeden sabahları düzenli yürüyüş yapıyordu. Ne de olsa miktardan çok bir şeyin sürekliliği önemliydi hayatta. Pek çok insanın yataktan çıkmakta zorlandığı vakitlerde hareket halinde olmak, gün içinde de hareketi sürdürmesini ve daha zinde olmasını sağlıyordu. 

ÇEVRE DOSTU KAMYONLAR

Evinin yakınlarındaki parkta birkaç tur yürüdükten sonra, biraz dinlenmek üzere bir banka oturdu. Martıların gökyüzünde uçuşunu izlemeye daldı. Onlar için de gün başlamıştı, arada bir şeyler yemek için yere konuyorlar sonra tekrar havalanıyorlardı. Aslında martılar etçil hayvanlardı; fakat insanların yaşadığı bölgelerde atık fazla olduğu için burada da yiyecek şeyler buluyorlardı.

Derken martılar gitti, yerini kargalar aldı. Onlar da martılardan arta kalanlarla karınlarını doyurdu. Ardından güvercinler gelmeye başladı. Onlar daha ufak kırıntıları yediler ve sonrasında minik serçe kuşları geldi. Onlar da daha minik kırıntıları yiyordu. Hepsi sırasını biliyor ve birbirini bekliyordu bir düzenleri vardı. Aç kalmakla ilgili bir kaygıları da yoktu.

Neşe daha önce hiç fark etmemişti, bu sıralama ilgisini çekti. Sonraki sabahlarda da gözlemlediğinde aynı şekilde gelip beslendiklerini fark etti. Gün doğarken önce martılar, sonra kargalar, güvercinler, en son da serçeler geliyordu. Bu sadece onun fark ettiği bir ayrıntıydı. Detayda bakıldığında hayatta kim bilir hayret verici daha neler vardı. Sıralama çok güzeldi hepsi birbirinden arta kalanlarla doyuyordu ve böylelikle doğada hiçbir şey israf olmuyordu.

ÇEVRE DOSTU KAMYONLAR

Çocukluk günlerini düşünmeye başladı. Annesi de israf etmez evdeki her şeyi değerlendirmeye çalışırdı. Çünkü o zamanın imkanları günümüzdeki kadar rahat değildi. Aklına annesinin evdeki parça kumaşlardan diktiği mutfak önlükleri geldi. Kardeşinin dizleri yırtılan eşofmanlarına yaptığı yamalar, bayramlarda düğünlerde diktiği elbiseler ve daha niceleri. Kalan ve sertleşen kurabiyeler şerbetle tatlıya çevrilir, artan pilav ertesi akşama yayla çorbası olarak sofraya gelebilirdi. Ekşiyen sütler hemencecik peynire dönüştürülürdü. Ne de güzel olurdu annesinin kesik sütten yaptığı çörek otlu lor peyniri.

Bu konuda babanesi de az değildi. Sebzelerin ve yumurtanın kabuklarını çöpe atmaz biriktirirdi. Bir süre toprağa gömer doğal gübreye dönüştürüp, bahçesindeki sebzelerin dibine karıştırırdı. Aslında çöpe neredeyse bir şey atılmazdı. Dolayısıyla çöp kamyonu anlayışı da pek yoktu. Çünkü insanlar gerçekten çevre dostuydu. Atıklarını nasıl dönüştüreceğini bilirdi.

Peki o zamanlarda, insanlar onca imkansızlığın içersinde nasıl oldu da karnını doyuran bu kuşlar kadar özgürlerdi?  Ve zıddında günümüzde bunca imkan içerisinde nasıl oluyor da insanlar esir duruma düşüyordu? Tüketim esiri…

Şimdilerde insanlar neleri neleri israf ediyorlardı, öyle çoktu ki sıralamakta zorlandı. Parçası eksilen yemek takımları, sırf hoşuna gittiği için alınan ama giyilmeyen elbiseler, her yıl çocuğa sil baştan alınan boya ve kırtasiye malzemeleri, yerim diye tabağa fazla fazla alınan porsiyonlar… Üzerlerinde çevre dostu yazsa da, insanların tüketim hızına günde üç kez turlayan çöp kamyonları bile yetişemiyordu. 

ÇEVRE DOSTU KAMYONLAR

Bunları fark ediyor olmak sanki Neşe için yeni bir kapı araladı. Çünkü bazen kendi evindeki eşyaların da üzerine üzerine geldiğini düşünüyordu. Onun da aldığı ama kullanmadığı şeyleri vardı.  Artık israfa karşı net bir duruş sergilemeliydi!

İnsan daha mutlu olacağını zannederek hep fazlasına sahip olmak ister. Sahi gerçek mutluluk fazlasına sahip olmak mı, yoksa elinde olanın kıymetini bilmek midir?



Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır…

İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder…

Dolayısıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur…

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar