HAYATIN DİREKSİYONU

HAYATIN DİREKSİYONU

Sabah gözünü açar açmaz masada duran direksiyon sınav giriş belgesini gördü Melek. Yedinci sınav! Altı defa sınava girmiş ve geçememişti. Lakin yine bir sınav sabahı, yine midesi kıpır kıpır. Artık o karın ağrısını tanıyordu. Sınav sabahı ağrısıydı bu. Utanç kıvrılıyordu iç organlarının etrafında.

HAYATIN DİREKSİYONU

Annesi içerden seslendi;

“Melek, kalk kızım. Kahvaltını hazırladım. Bugün geç kalmayalım.”

Melek yorganı yüzüne çekti. “Ne fark ederdi ki?”

Annesi usulca kapıyı araladı, sesini yumuşattı.

“Biliyorum yine gerginsin. Ama bu sefer olur belki, ne dersin?”

Melek ayağa kalktı ama sesi çıkmadı. Banyoya gidip yüzünü yıkarken aynadaki haline baktı. Altı sınavlık düş kırıklığı gözlerinin altında mor halkalara dönüşmüştü. “Çalışmadın mı?” deselerdi, içi bu kadar acımazdı belki.

Hayır, Melek çalışmıştı. Direksiyon uygulamasında hocalar artık onu görünce “Aaa, Melek yine mi?” diye gülümsüyorlardı. Aynı virajları, aynı kalkışları defalarca prova etmişti. Sınav günü geldiğinde direksiyon elinde ağırlaşıyor, fren ayağında titriyordu. Peki neden? Çünkü Melek’in zihni, sınavın başladığı an geçmişte yaşadığı başarısızlığın fotoğrafını gözlerinin önüne seriyordu.

“Yine kaybedeceksin. Çünkü sen beceriksizin önde gidenisin!”

Bir kere yanlış sinyal vermişti, birinde park yaparken aracın tekeri çizgiye değmişti, bir diğerinde panikten geri geri giderken direksiyonu tam çevirememişti, sonuncusunda da her şeyi yapabilmişti ama vakit dolmuş ve yine kalmıştı.

Şu an için bunların hiçbirinin önemi yoktu. Çünkü Melek’in zihni, her seferinde sadece sonuçları biriktiriyordu. “Başarısızım!” etiketi defalarca kazındıkça, sebebin ne olduğu artık kimin umurundaydı?

Kahvaltıda sessizlik hakimdi. Annesi kahvaltılıkların yanına biraz muz dilimlemişti, “Şekerin düşmesin!” diyerek. Melek kahvaltıya bakarken sordu:

HAYATIN DİREKSİYONU

“Anne… neden her seferinde başarısız oluyorum?”

Annesi cevap vermedi. Çatalını bıraktı, gözlüğünü hafifçe göz hizasına indirdi.

“Çünkü kızım, sen her seferinde sadece başarısız olduğunu düşünüyorsun. Ama neden olduğunu düşünmüyorsun.”

Melek kaşlarını çattı.

“Ne demek bu?”

“Düşünsene, her sınavdan sonra neden geçemediğine değil de sadece geçemediğine odaklanıyorsun. Sanki sadece sonucu var.  Sebebi yokmuş gibi davranıyorsun.”

Annesinin sözleri ile Melek’in lokmaları boğazında takıldı. Annesi haklıydı! Melek sonuçları zihninde biriktirmişti; ama sebepleri hiç araştırmamıştı. Sınavlarda panik yaşamasına rağmen, neyin neden kaynaklandığını hiç düşünmemişti. Vites geçişindeki gecikmesinin ardında nasıl bir kas hafızası ya da stres olduğunu irdelememişti. Sebebi görmek yerine kendine şöyle diyordu: “Ben zaten yapamıyorum.”

Sınav yerine vardıklarında Melek biraz daha sessizdi. Fakat bu kez sessizlik başka bir şey taşıyordu içinde. Sınav başlamadan önce gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı. Kendi kendine sessizce fısıldadı:

“Bu defa sonucu değil, süreci izleyeceğim. Nerede panik yapıyorum, onu fark edeceğim. Geçemezsem de bu defa nedenini anlayarak çıkacağım.” Melek direksiyona geçti. Elini vitese uzattığında yine titrediğini fark etti. Ancak bu sefer titremekten utanmadı. Titremenin sebebini fark etti. Sınav sorumlusu onu izliyordu ve kendini yargılanıyor gibi hissediyordu.

HAYATIN DİREKSİYONU

O an zihninden bir cümle geçti:

“Sebep, gözler beni izliyor. Ben hata yapmaktan korkuyorum.”

Ve direksiyonu döndürdü. Paniklemeden.

O gün Melek sınavı geçti mi?

Bu sadece bu hikâyenin sonuç kısmı. Ama bunun ne önemi var ki? Çünkü artık mesele bu değildi.

Mesele, onun o gün geçmişinde biriktirdiği yenilgiyi arkasında bırakıp ilk defa kendisine yakından bakmasıydı.

Mesele, artık sonucu değil sebebe odaklanmasıydı.

Melek başarısızlıktan korktuğu için değil, sadece sonuca odaklandığı için yıllarca aynı hatayı tekrar etti. Fakat bir sabah sebebi anlamaya karar verdiğinde, yolun sonu değil, yolun kendisi değişti.

Bizler de çoğu zaman sonuca varmak istediğimiz noktaya o kadar odaklanırız ki yolda yanından geçtiğimiz nice süreçleri farketmeden tek odağımızı gideceğimiz yere koyarız. Sonuç olarak maalesef görmemiz gereken güzellikleri algılamadan geçeriz.

Peki ya varmak istediğimiz yere vardığımızda, asıl varmak istediğimiz yerin orası olmadığını fark edersek?!




Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır…

İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder…

Dolayısıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur…

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. Sınav fobisi olan biri olarak söylemeliyim ki kesinlikle bu yöntemi kullanacağım. Çok teşekkürler bu güzel yazı için🙏🏻

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir yazı, aydinlarici bilgiler var. Ellerinize sağlık 🎀

    YanıtlaSil
  3. Bu yaziniz icin teşekkür ederim 👏

    YanıtlaSil
  4. Ellerinize sağlık hocam bundan bir çok çıkarım yaptım teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  5. Eşimin sürecini anlatmışsınız. Gördüğüm gibi hemen ona okuttum. Böyle hayatın içinden bir tespit ona da sınavı öncesi iyi gelmiştir. Sonuca odaklanıyordu çünkü. Tebrikler

    YanıtlaSil
  6. İnsan ne yapıyorsa kendine yapıyor ahh ahh :) Güzel bir yazı

    YanıtlaSil
  7. "Sebebi anlamaya karar verdiğinde, yolun sonu değil, yolun kendisi değişti"

    YanıtlaSil
  8. Ne güzel bir yazı olmuş… ALLAH razı olsun 💐

    YanıtlaSil
  9. Sanki sadece sonucu var. Sebebi yokmuş gibi davranıyoruz... Melek'in sınav sonucunu merak ettim ama sonuçla ilgilenmeyeceğim tamam...

    YanıtlaSil
  10. Sürece odaklanan ve doğru yönde çalışan insan kazanır. Ne güzel anlatılmış:)

    YanıtlaSil
  11. "Sebebi anlamaya karar verdiğinde, yolun sonu değil, yolun kendisi değişti."
    O kadar anlamlı ki.. Mesele yürüdüğün yolda keyifle ilerleyebilmek. Bu da sonuçlardan ziyade sebeplere odaklanmamız ile olacak bir iş.

    YanıtlaSil
  12. Ahh sonuç odaklı yaşamanın sıkıntıları ancak bu kadar güzel anlatılırdı...

    YanıtlaSil
  13. Derinlere götürdü bu yazı beni, hırs yapmanın insana bir şey katmayacağı ne güzel anlatılmış elinize sağlık 😊

    YanıtlaSil
  14. sebep - sonuç ilişkisinin önemini anladığımda birçok tıkanıklığım çözülmeye başladı.... yuppiiiiiiiiiii

    YanıtlaSil
  15. Sebebini gören her çözümü deşifre eder...

    YanıtlaSil
  16. Mesele, artık sonucu değil sebebe odaklanmasıyd...

    YanıtlaSil
  17. işte bu gerçekten çok acı

    YanıtlaSil
  18. Sebeblerine bedel öde sonuç Allah’tan💕

    YanıtlaSil
  19. Keyifli yazı :) teşekkürler

    YanıtlaSil
  20. Gerçekten insan sebeplere ne kadar az bakıyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder