SAVAŞIN GÖLGESİNDE 10 – ATEŞKES

SAVAŞIN GÖLGESİNDE 10 – ATEŞKES

İSTANBUL

Bilgisayar oyununa dalmış olan Metin sevinçle arkadaşlarına sesleniyordu. “Arkadaşlar, karşı taraf ateşkes ilan etti. Artık dinlenebiliriz.”

SAVAŞIN GÖLGESİNDE – ATEŞKES

Günlerdir sabah akşam bilgisayar oyunu oynuyorlar, karşı tarafı alt etmeye çalışıyorlardı. Metin ve arkadaşları uzun süredir oynadıkları oyunda kendilerine bir köy inşa etmiş, oldukça ileri seviyelere gelmişlerdi. Tam da o esnada köylerine bir saldırı düzenlenip köyü ele geçirmeye çalışıyorlardı. Metin ve arkadaşları bu kadar emek verdikleri bir yerin ellerinden alınmasını hiç istemiyordu.

Karşı tarafın elinde çok fazla güç olduğu için de direnmekten başka çareleri yoktu.  Bu sebeple de olması gereken günlük rutinlerini yerine getiremez olmuşlardı. Sadece kısa molalar vererek oyunu sürdürüyorlardı. Metin’in ailesi çocuklarının bu kadar kendini kaptırmasına kızsalar da müdahale edemiyorlardı.

Sonunda bekledikleri o teklif geldi ve karşı taraf ateşkes ilan etmeyi teklif etti. Metin ve arkadaşları derin bi nefes aldılar. Tabi bazı şartları vardı. Köyün bazı kısımlarını onlara devretmelerini ve oyun sırasında biriktirdikleri cephanelerinin bir kısmını paylaşmalarını bekliyorlardı. Kendi inşa ettikleri bir yeri başkalarının gelip alma hakkını kendilerinde görüyor olması canlarını sıksa da güçlü olanlar onlar olduğu için ellerinden bir şey gelmiyordu.

Ateşkesle birlikte günlük biriken işlerine döndükleri sırada gruba gelen mesajla hepsi birden şaşakaldılar. Ateşkes ilan eden takım, Metin’ler yokken tekrar köye saldırmış ve büyük zarar vermişlerdi! O an Metin ve arkadaşları neye uğradığını şaşırmış şekilde hemen ellerindekileri kurtarmaya çalışıyorlardı. O an anladılar ki, güvenip bu şekilde tedbirsiz teslim olmak bir hataydı.

DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE ZULMÜN YAŞANDIĞI O ŞEHİR

Hamza sevinçle çadırına koşup ailesine ve arkadaşlarına haberi vermek istiyordu. “Sonunda ateşkes ilan edildi! Artık dinlenebiliriz.”

SAVAŞIN GÖLGESİNDE – ATEŞKES

527 gün geçmişti ve gece gündüz devam eden bir çatışmanın gölgesinde hayatlarına devam etmeye çalışıyordu. Hamza ve tüm ülke, içine doğdukları bu topraklara yapılan saldırıya direnmeyi bırakmayı bir an olsun düşünmüyorlardı. Hem başkasının binbir emekle inşa ettiği bu toprakları almaya çalışmak da neydi, bu kadar gün geçmiş hala anlam veremiyorlardı.

Hamza ve ailesi eskiden tarımla uğraşır, zeytin yetiştirirlerdi. Şimdi ise günlük hiçbir aktivitelerini yerine getiremez olmuşlardı. Sadece kısa uykularla hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlardı. Ta ki o gün gelene kadar. Karşı taraf ateşkes yapmaya karar vermişti. Tabi bazı şartları vardı. Kendi yaşadıkları topraklar ile ilgili söz sahibi olma hakkını kendilerinde görüyor olmaları, canlarını sıksa da güçlü olan onlarmış gibi gözüktüğü için ellerinden kabul etmek dışında bir şey gelmiyordu.

O gün tüm ülke sevinçle bu haberi kutladı. 42 gün süren bu rahatlama gelen haberle yerini tekrardan aynı tedirginliğe bırakmıştı. Hamza, duyduğu haberle yıkılmıştı. Kardeşi de bu dünyadan göçenler kafilesindeydi artık. Ondan geriye ise sadece oyuncak ayısı kalmıştı.

SAVAŞIN GÖLGESİNDE – ATEŞKES

O an Hamza bir kez daha anladı ki, insanoğlu hak ettiğinden fazla güce sahip olduğunda bunu kaldıramıyordu. Düşmanın zalimlik ve zorbalık isteği, merhamet etme sistemine baskın geliyordu. Dolayısıyla Hamza ve onun gibi zulme maruz kalanlar, ne olursa olsun düşmanın hiçbir sözüne güvenmemeli ve alabilecekleri en ufak tedbiri bile es geçmemeliydi…

 

Neden,

Sıradışı bir ilmin,

Sıradışı keyiflerin,

Sıradışı ortamın,

Sıradışı ilişkin,

Ya da sıradışılarla ilişkilerin olsun ki?

Neden seninle ilişki kursunlar, sana değer versinler?

Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.


Yorumlar

  1. Hak edilmeyen güç insanı nasılda zalimlestiriyor... Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Ne tuhaf iki farklı dünyayı da aynı anda yaşıyoruz... Ama bazı azınlığımız olayların farkında...

    YanıtlaSil
  3. Tedbir alırsan tedbiri kullanmana gerek kalmaz der büyüklerim… yazı da bu sözü desteklemiş… mesele zalimin ve merhametsizin zalimliğini ve zorbalığını unutmadan dimdik ayakta kalabilecek tedbiri alabilmek öyle değil mi? Belki zor ama mümkün olsa gerek. ☺️

    YanıtlaSil
  4. Hak edilmeywn güç insanı zalimleştiri.... Çok acı...

    YanıtlaSil
  5. Keşke yaşananlar gerçek değil de bir oyun olsaydı...Rabbim, izleyen olarak bizlerin doğru tepki vermesini nasip etsin.

    YanıtlaSil
  6. Yazanın emeğine sağlık….

    YanıtlaSil
  7. Gerçekten de insanoğlu hak ettiğinden fazla güce sahip olduğunda bunu kaldıramıyor, zalimleşebiliyor. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  8. Gerçekten de insanoğlu hak ettiğinden fazla güce sahip olduğunda bunu kaldıramıyor, buna bir kez daha şahitlik ettiğimiz bir dönemdeyiz maalesef. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  9. Su uyur düşman uyumaz

    YanıtlaSil
  10. Emeğinize sağlık…yine ayrı iki dünya, ayrı iki yaşantı… insanoğlu nasıl da zalim olabiliyor…iyi ki ALLAH var… ve iyi ki insanın umuduna kalmıyor insan…

    YanıtlaSil

Yorum Gönder