YILIN SON FIRSATI
Annesini aramak için telefonu eline aldığı sırada ekrana bildirim mesajı düştü.
Her yeni yıl yeni bir başlangıçtır. 2025 yılında güzelliğine güzel bir gün katmak için son fırsatı kaçırma! Paketini aç cilt bakımını kap. Fiyat güncellemesine son 4 gün! Randevu almayı unutmayınız. Güzellik Merkezi
“Nereden buluyorlar numaramı yahu. Neredeyse her sokak başında denk geldiğim güzellik merkezlerinden biri varlığımdan haberdar olmuş. Şaka maka ne kadar da çoğaldı bu tarz merkezler. Demek ki talep var ki arz oluşuyor. Tevekkeli değil dışarıda denk geldiğim birçok kadının bana tanıdık gelmesi. Hepsinde benzer dokunuşlar, benzer değişiklikler... Hepsi aynı fabrikadan çıkmış gibi...”
“Neden
kendimizi tek tipleştiriyoruz ki?” diye düşündü Filiz. Kafasında sorular
belirmişti.
·
Aynada
gördüğümüz kişi yeterince güzel değil miydi?
· İlla güzel olmak için zamanım moda anlayışına mı benimsemek gerekiyordu?
Düşündükçe yeni kapılar açılıyordu zihninde. “Dış görüntümüzde istediğimiz değişikliği yaptık diyelim. Bu bizi ne zamana kadar mutlu edecekti ki? 5 gün, bir hafta, bir ay... İllaki gözümüz alışacak, bu sefer daha fazlasına ister hale gelecektik...”
Bunun
bir sonu var mıydı?
Her
defasında işlemi yenilemek iyileşme sürecine katlanmaya nasıl alışılırdı ki...
Dış
görünümündeki farklılık ruh halimiz ne kadar iyi tutacaktı? Taşıma suyla
değirmen döner miydi?
Kafasında tam anlamıyla deli sorular oluşmuştu.
Fark etmişti ki hayat beklentilere cevap vermeyince görüntüyü değiştirmeye, alışveriş yapmaya başlıyordu insan. Oysa ki beklentimiz hangi alanda ise enerjimizi oraya harcamalıydık... Ve tabiki beklenti de makul bir çizgide olmalıydı. Sahip olamayacağımız şeyler için beklenti oluşturmak da insanı mutsuz ederdi çünkü.
Mesele
eldeki imkanlarla ne kadar mutlu olabildiğimizdi. Sahi koca bir yıl geride kalmıştı,
peki bu yıl nasıl geçmişti? “Madem yeni yıl yeni başlangıçlara gebeydi o zaman
benim yeni yıl beklentim ne olmalıydı? Huzur,
sağlık, para, mutluluk?
Galiba bu klasik yeni yıl dileklerinden hiçbiri değil.” diye düşündü Filiz...
Zihni bu düşüncelerle meşgulken, elindeki kupayı fark etti. İçindeki kahve çoktan bitmiş olmasına rağmen elinden düşürmüyor adeta bardağın sıcaklığından medet umuyor gibiydi. Kupayı yavaşça tezgaha bırakırken üzerinde yazılanlara takıldı gözü.. “ Özgüven anahtardır” yazıyordu.
“Ah
tabi yaa! Nokta atışı...” dedi.
Özüme güvenmeliyim ve bir şeyleri dışardan değil, kendimden beklemeliyim. O halde 2025'te dünüme göre daha iyi bir ben olmak dileğiyle....” diyerek ev işlerine döndü.
İnsan
da bir şeyler dışardan bekler ve bekledikleri olmadığında çevresini suçlar.
Çözümün dışardan gelmesi daha kolaydır çünkü. Burada yaşadığı hayal kırıklığını
bastırabilmek adına da bazı çözümler bulur. Bulduğu çözümler o anki üzüntüsünü
anlık da olsa bastırmaya yöneliktir. Sonunda o anlık aldığı keyif bittiğinde
ise yerine yenisini getirmesi gerekir. Halbuki insan sadece kendisinden
sorumludur bu hayatta. Bu sebeple de bir şeyleri kendinden beklemeye başladığı
zaman bu yolda bazı bedeller ödeyecek ve sonunda da istediği şeye
ulaşabilecektir.
Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır…
İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder…
Dolayısıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur…
Teşekkürler… başkalarını sorumlu tutmak insana kolay geliyor aslında…çünkü insan kendisinden beklerse bunun bedelini ödemeye de razı olması gerekir. Oysaki insanlar hiçbir şey yapmadan her şey düzelsin istiyorlar…
YanıtlaSil