YOL AYRIMI
Hayat sürekli bir koşuşturmaca adeta! Dünyaya gözünü açar açmaz başlayan bir serüven misali. Emeklersin, yürümen beklenir. Yürürsün, koşman beklenir. Sonra zamanında yere değmeden oturulan sıralardan, artık dizler sığmaz olur…
Gözde de okul serüvenin bitişine yaklaşmış, sabah henüz güneş doğmadan
gözlerini açmıştı.
Yorgun bir şekilde ayaklarını yataktan indirip karşısında onu bekleyen
test kitaplarına baktı.
"Biraz daha dayan kızım! Özgür olmana çok az kaldı." diye düşündü. Bu düşüncesine içten içe ne kadar kızsa da başından beri “Hep başarılı olmalısın!” diye başında duran anne babasından çok yorulmuştu. Halbuki Gözde zaten okul hayatında epeyce başarılı biriydi. Arkadaşları tarafından da pek seviliyordu. Birçok veli dahi onun performansına gıpta ile bakıp, Gözde’yi çocuklarına örnek gösterirdi. Derste herhangi bir soru sorulduğunda ilk doğru cevap verenlerden biriydi. Ancak bu durum okula son sene nakil ile gelen İrem’le tanıştıktan sonra değişmişti.
İrem’in babası sınır bölgesinde görev yapan bir askerdi. Bulunduğu şehirlerde en iyi okullara gitmiş ve alanında en iyi öğretmenlerden özel ders almıştı. Ancak İrem’e göre hayatta okumaktan daha önemli şeyler de vardı.
Soğuk bir sonbahar günü İrem unuttuğu kalemliğini almak için sınıfa döndüğünde Gözde'yi tek başına otururken görmüştü. Gözde son deneme sınavından yaptığı 5 yanlışı nasıl aileme açıklarım endişesi ile ağlıyordu. Gözde İrem'i fark edince bir an irkilmiş olmasına rağmen öylece ağlamaya devam etmişti. İrem ise sınıf arkadaşının o haline kayıtsız kalmayıp onu rahatlatmaya çalışmıştı.
Gözde ve İrem kısa zaman içerisinde samimi iki arkadaş olmuştu. Okulda ve ders çıkışlarında sürekli birlikte takılıyorlardı. Ailesi onu ne kadar uyarsa da Gözde İrem’le yaptıkları aktivitelerden vazgeçmek istemiyordu. Annesi "Kızım bak bu son senen. Bu yıl yapacağın her şey gelecek hayatını şekillendirecek. Seni herhangi bir şeyden mahrum bırakmıyoruz, ama ne olur bu zamana kadarki çabalarını heba etme. Seçimlerini doğru yap!” diye yalvarıp yakarsa da… Bu sözler Gözde’nin bir kulağından giriyor diğer kulağından çıkıyordu. Her gün düzenli olarak çalışan Gözde zaman geçtikçe, ders çalışma saatlerini azaltmış, daha sonraları ise bazı günler hiç kitap açmaz hale gelmişti.
Son ana kadar nasılsa hallederim diye düşünse de sınav zamanı yaklaşıp sınav yerleri açıklandığında Gözde’nin yüreğini bir kaygı kaplamıştı. "Sınava çok az kaldı ne yapacağım!" diye tedirgindi. Gel gelelim İrem’in tekliflerine hayır diyemiyordu.
Sonunda o büyük gün, sınav günü gelip çatmıştı. Sınav olacağı okulun önüne gelmiş ve soğuk soğuk terlemeye başlamıştı. Nihayet sınav bitmişti. Onu saatlerce kapıda bekleyen annesini görünce koşarak boynuna sarılmıştı. Annesi ise sadece ona sarılarak evladının yanında olduğunu hissettirmişti. Gözde hayatında hep başarılı olmaya alışıkken yaşadığı bu an, onun için çok acıydı. "Anne bağışla beni. Seni dinlemeliydim. Çok üzgünüm…” dedi sessizce.
İnsanın hayatında trenin makas değiştirmesi gibi dönüm noktası anlar
olur. Kritik bir karar vermesi beklenen insanoğlu o sırada bir yol
ayrımındadır. Yol ayrımları tereddüt kaldırmayan, ince elenip sık dokuma
isteyen kavşaklardır. İnsanın karşısına her zaman çıkmayan yol ayrımları
alelade yapılan hamleler ve seçimlerden ziyade, deneyimlere dayanan adımları
hak eder. Zamanı geri döndürmek mümkün değildir ve insan yapıp ettiklerinin
sonucunu yaşar. Bugün değilse yarın, yanlış raya oturan bir trenin kazası kaçınılmazdır.
Asıl mesele ise doğru zamanda, doğru makastan rayına oturabilecek adımlarla hayatımıza
yön verebilmektir.
Kaleminize sağlık…
YanıtlaSilHerkesin hayatında bir dönem bir İrem oluyor sanırım :) Doğru seçimler yapabilmek çok önemli, teşekkür ederiz bu yazı için
YanıtlaSilEmeğinize sağlık ne kadar kıymetli bir yazı
YanıtlaSilYol yrımı da doğru seçim yapabilenler işte onlar değilmi bu hayattaki gerçek kazananlar?
YanıtlaSilElinize sağlık🌿
YanıtlaSilEmeğinize sağlık…aslında insanın ileride yaşayacağı her şey yine insanın kendi elinde aslında…seçimlerinde… Seçimler önemli…
YanıtlaSilDoğru trenle yola çıkıp yol ayrımlarında tereddüt ettirmeyecek bilgilere dayamalı insan sırtını… kaleminize sağlık🌿
YanıtlaSilGençliğime döndüm sanki... İçimden "Gözde yapma" demek geçti ama ben de dinlememiştim kimseyi... meğerse yol ayrımındaymışım... meğer tereddüte yer yokmuş orada... meğer ilk söylenenler ilk söylendiğinde anlaşılmıyormuş...
YanıtlaSilİnsanın keşke dememesi için iki düşünüp bir hareket etmeli demek ki
YanıtlaSilGözdenin seçenekleri olmadığında ders çalışıyor olması, ama seçenekleri olduğunda yani hayatına İrem girdiğinde bu istekten vaz geçiyor olması. Bu aradaki meseleyi kavrarsak seçeneklerimizi bilinçli bir şekilde aza indirirsek ancak o üniversite sınavının hakkını verenlerden oluruz.
YanıtlaSilYol ayrımları tereddüt kaldırmayan, ince elenip sık dokuma isteyen kavşaklardır.
YanıtlaSilYol ayrımları tereddüt kaldırmayan, ince elenip sık dokuma isteyen kavşaklardır.
YanıtlaSilYol ayrımına gelince doğru yöne gidebilmek. Hayatımız seçimlerle ilerliyor. Neyi seçiyoruz, yönümüz ne? Elinize sağlık.
YanıtlaSilYol ayrımları tereddüt kaldırmayan, ince elenip sık dokuma isteyen kavşaklardır.
YanıtlaSilBazı kavşaklara seçimlerimiz ne olursa olsun, uğranması gerekir.
Hayatımızın akışını değiştirecek, belki de bizi bir üst lige taşıyacak kavşaklar oralarda gizli. Mesele şu!!!
Ben doğru cevap verebildim mi?
Doğru tepki verebildim mi?