KADRAJA SIKIŞMIŞ HAYATLAR
Aslı telefonunun kamerasını açmış,
yolda yürüyordu. Yürürken telefonundan bir poz yakalayabilmek için sürekli
kadrajına bakıyordu. Bugünki kombini içine sinmiş, saçları tam istediği gibi
olmuştu. “Bu fırsatı kaçıramam!” dedi içinden. Gün batımını yakalamıştı, ışığın
en güzel olduğu zamanlardı.
Yanındaki arkadaşını da
çekiştirerek ilerdeki arnavut kaldırımlı sokağa doğru hızlandı. Telefonu Şeyma’nın
eline tutuşturdu ve hemen ondan komut bekledi. “Bu duruş iyi mi? Nereye
bakayım? Bacağımı bir adım önde mi tutsam geride mi?”
Şeyma çok bunalmıştı o kadar çok
fotoğraf çekmişti ki. Bir an önce şu fotoğraf çekilme işi bitsin istiyordu. Gel
gelelim Aslı hiçbir pozunu beğenmeyip tekrar tekrar çekmesini istiyordu.
Şeyma’ya göre fotoğraflar arasında hiçbir fark yoktu. Ancak Aslı her karede
mutlaka küçük bir detaya takılıyordu. En sonunda güneşin de batmasıyla bir
kafeye geçtiler. Elinden telefon düşmüyor sürekli fotoğrafları inceliyordu.
“Sence bu mu yoksa bu mu? Yok ya bunda gömleğim kırışık çıkmış. Buna ne
dersin?”
Şeyma dakikalar geçtikçe daha da bunalıyordu ona göre tüm fotoğraflar güzeldi işte. Tüm gün beraber olmalarına rağmen Aslı ya telefonu ile ilgilenmiş ya da kendinden bahsetmişti. Oysa Şeyma bir gün öncesinden annesi ile tartışmış biraz olsun dertleşebilmek için Aslı’yı aramıştı. Aslı ise fotoğraf derdinden, Şeyma’nın canının sıkkın olduğunu fark etmemişti bile.
Şeyma kahvesinin son yudumunu da
içtiğinde Aslı’nın kahvesini hiç içmediğini fark etti. “Buz gibi olmuştur şimdi
içse de lezzet alamaz ki…” diye mırıldandı kendi kendine. Tıpkı Aslı’nın tüm
sahil yolu boyunca küçücük kadrajın içine sıkışıp ne denizin kokusunu ne de
dalgaların dingince sahile vurmasını fark edememiş olması gibi… Şimdi de geldikleri
mekanın hatta önündeki içeceğinden bile bihaberdi.
Aslı sonunda bir fotoğrafta karar
kıldı. Biraz da üzerinde düzenlemeler yaparak paylaştı. “Evet işte şimdi oldu!”
dedi ve arkasına yaslandı. Birkaç dakika içinde fotoğrafa beğeniler yağmaya
başladı. Her bildirim sesinde Aslı daha da keyifleniyor ve yüzündeki gülümseme
gittikçe artıyordu. “Bu fotoğraf en çok beğeni alan fotoğrafım oldu.
Diğerlerinden çok farklı…”
Şeyma bir an durdu, o cümle ile anlam
veremediği tüm günü anlamlandırmış oldu. Aslı farklı olarak beğeni kazanabilmek
için tüm gününü feda etmişti. Hâlbuki ne güzel yerler keşfedip, ne hoş bir
mekanda oturmuşlardı. Fakat Aslı hepsini arka fon olarak kullanmıştı.
Aslı arka fonda ailesinin
yanındayken, arkadaşlarının yanında; arka fonda arkadaşlarının yanındayken de
iş yerindeydi. Hayatı kaçırdığının farkına varamıyordu. Oysaki, insan olması
gerektiği yerde olmadığında, ilişkileri zayıflar.
Aslı ile beraber ancak tek başına
geçirdiği günün ardından, eve dönerken Şeyma yolda çiçekçiden pembe bir orkide
alıp annesine götürdü. Saçma bir sebepten kalbini kırmış olmanın pişmanlığı ile
annesinin yanağına bir öpücük kondurdu. Annesinin birkaç gündür kardeşi
yüzünden stresini fark edememiş, ona yeterince destek olamamıştı. Aslı ile
yaptığı yürüyüş ona öne çıkmanın güzel bir arka plan arayışında olmak değil, aksine
onu oluşturabilmek olduğunu fark ettirmişti.
İnsanoğlu arka fonuna değil de
kendine çeki düzen vermediği sürece bu hayatta mutlu ve başarılı olmanın yolunu
arar durur. Zaman zaman mutlu veya başarılı olduğunu zanneder ancak bu anlıktır,
uzun sürmez.
Peki o halde uzun süren mutluluk
nasıl olur?
İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
''Öne çıkmak güzel bir arka plan arayışında olmak değil, aksine onu oluşturabilmektir.''
YanıtlaSilNe güzel bir farkındalık..
Şu dönemde ne kadar da çok yaşadığımız bir durumu farkettirdiniz. Kaleminize sağlık... :)
YanıtlaSilinsan olması gerektiği yerde olmadığında, ilişkileri zayıflar.
YanıtlaSilNe kadar özel bir detay,
Umulur ki farkındalık oluşturur, fayda verir…
Emeğinize sağlık🤍
Ne kadar doğru. Güzel bir konuya değinmişsiniz. Elinize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı elinize sağlık
YanıtlaSil"Aslı arka fonda ailesinin yanındayken, arkadaşlarının yanında; arka fonda arkadaşlarının yanındayken de iş yerindeydi."
YanıtlaSilAynı bizi anlatıyor. Evdeyken sahildeyim, sahildeyken fotoğraf kolajı yapıyorum, çalışırken acı çekiyorum, açı çekerken klas bi kahve alıp yudumluyor ve güneşe doğru dalıp gitmiş pozundayım... ben nerdeyim ve kimim? Yanımda gerçekten kim var ve yanımdakini bırak kendimi bile duyuyor ve görüyor olduğumdan emin değilim... What's your problem?
insan olması gerektiği yerde olmadığında, ilişkileri zayıflar.Ne güzel yazmışsınız elinize sağlik
YanıtlaSilİnsan bulunduğu yerde olmayınca etrafında olan biteni,güzellikleri ve bir çok detayı kaçırabiliyor cok güzel bir yazı elinize sağlık
YanıtlaSilKaleminize sağlık..
YanıtlaSilBir resimde zemin mi önemli fon mu?
YanıtlaSilDüşündürücü bir yazı ellerinize sağlık..