Kayıtlar

Ağustos, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AYNA AYNA SÖYLE BANA!

Resim
AYNA AYNA SÖYLE BANA!  “Evveeett! Son olarak da rujumu süreyim de çıkayım. Uzun zaman oldu kızlarla görüşmeyeli. Eminim saçımın yeni halini görünce çok şaşıracaklar. Hemen hangi kuaföre gittiğimi sorarlar kesin. Ama söylemeyeceğim tabii ki. Hem onlara bu renk bana yakıştığı gibi yakışmaz.” dedi ve çıkmak için kapıya yöneldi. Bir an durakladı ve aynada gördüğü yansımasına öpücük atıp evden çıktı. Ailesinin biricik kızları Eylül henüz liseyi bitirmiş genç, alımlı bir kızdı. Babasının prensesi, annesinin göz bebeğiydi ne de olsa. Biraz şımartılmak onun hakkıydı. O gün yaz boyu görüşmediği lise arkadaşlarının yanına gideceği için çok heyecanlıydı. Yazın neler yaptığını, nereleri gezdiğini, başına gelen her şeyi tek tek anlatmak için sabırsızlanıyordu. “Yanlarına bir an önce gideyim de bensiz sıkılmasınlar…” diye düşünüp adımlarını hızlandırdı. Yanlarına vardığında ise kızlar kahvelerini içmiş, gülerek bir şeyler konuşuyorlardı. Eylül bunu görünce şaşırsa da belli etmeden biraz arkada

AH ŞU DUVARLARIN DİLİ OLSA DA KONUŞSA

Resim
  AH ŞU DUVARLARIN DİLİ OLSA DA KONUŞSA İş yerinden eve dönmek için durakta bekliyordu. Otobüs birkaç yolcu ile yanaşmıştı Zeynep’in bineceği durağa. Hemen iki kişilik koltuğun cam kenarına oturuverdi. Kafasını cama yaslayıp, müzik kanallarını gezerken dışarıyı izlemeye başladı. Radyoda çalan şarkı “Şarkılarla ağladık, şarkılarla güldük” diye söylüyordu. Dudağında hafif bir tebessüm belirse de gözleri dolu dolu olmuştu. Henüz ayrılığın travmasını atlatamamıştı Zeynep. Otobüs trafikte beklerken, Haluk’la yaşadığı günlere doğru dalıp gitmiş, “ Ahh şu duvarların dili olsa da konuşsa” dediği zamanlar aklına gelmişti. Haluk ile üniversite bitmeye yakın tanışmışlar, kısa sürede de evlenmeye karar vermişlerdi. Annesi Haluk için; - Ağzından lafı kerpetenle alıyoruz. Senin gibi cıvıl cıvıl bir kadın nasıl yapar bu adamla? Bak şimdi onun da hakkını yemeyelim iyi yetişmiş terbiyeli, saygılı bir çocuk. Ama çok kendi halinde, çok ağır kanlı diyip dururdu. Evliliğin ilk dönemleri, pek b

KADRAJA SIKIŞMIŞ HAYATLAR

Resim
  KADRAJA SIKIŞMIŞ HAYATLAR Aslı telefonunun kamerasını açmış, yolda yürüyordu. Yürürken telefonundan bir poz yakalayabilmek için sürekli kadrajına bakıyordu. Bugünki kombini içine sinmiş, saçları tam istediği gibi olmuştu. “Bu fırsatı kaçıramam!” dedi içinden. Gün batımını yakalamıştı, ışığın en güzel olduğu zamanlardı. Yanındaki arkadaşını da çekiştirerek ilerdeki arnavut kaldırımlı sokağa doğru hızlandı. Telefonu Şeyma’nın eline tutuşturdu ve hemen ondan komut bekledi. “Bu duruş iyi mi? Nereye bakayım? Bacağımı bir adım önde mi tutsam geride mi?” Şeyma çok bunalmıştı o kadar çok fotoğraf çekmişti ki. Bir an önce şu fotoğraf çekilme işi bitsin istiyordu. Gel gelelim Aslı hiçbir pozunu beğenmeyip tekrar tekrar çekmesini istiyordu. Şeyma’ya göre fotoğraflar arasında hiçbir fark yoktu. Ancak Aslı her karede mutlaka küçük bir detaya takılıyordu. En sonunda güneşin de batmasıyla bir kafeye geçtiler. Elinden telefon düşmüyor sürekli fotoğrafları inceliyordu. “Sence bu mu yoksa bu m

ŞOVUMUZ KİME?

Resim
  ŞOVUMUZ KİME? “Yorucu ve stresli bir gün ama çok şükür bitti!” diyerek evinin kapısını açtı. Gördüğü görüntü ise aslında yeni başlıyoruz diyordu sanki. Gaye, iş yerinde bütün gün eski dosyalarla uğraşmış, üstüne bir de odasını temizlemişti. Ayakkabısını çıkarırken şöyle bir etrafı süzdü. Evden acele ile çıktığının işaretleri evin her yerinden okunuyordu.  “Neyse bir de düşünerek yoramayacağım kendimi!” diye mırıldandı. Hemen yatak odasına geçti ve temizlik yaparken giydiklerini üzerine geçirdi. Mutfağa doğru yönelirken, sokaktan “Tatlı kiraaaz” diye bağıran seyyar satıcının sesini duydu. “Kiraz mı?” dedi kendi kendine. Kiraz mevsimi gelmiş demek ki… Rahmetli anneannesinin sesi çınladı kulağında bir an. “Ağaçlarda kirazlar kızarınca, benim yaz temizliğimin vakti gelmiş demektir güzel kızım” derdi. Gözlerinden akan yaşları silerken, balkona çıkıp etrafı izledi biraz. Oturduğu yerden hızla kalkıp “Hadi kızım Gaye, oturmanın vakti değil. Bak rahmetli anneanneciğinin eskiden de de