Mutlu Olacağım! Ama 2 Yıl Sonra...
Gün aydınlanmaya başlamış ve güneş perdenin açık köşesinden odaya
sızmıştı. Bu sızan ışık Mine’nin yüzüne değmiş ve bu onun ayılması için
yetmişti.
Yatağından kalkan Mine, yüzünü yıkayıp soluğu balkonda aldı.
“Günün en sevdiğim saatleri işte bu saatler” diyordu içinden. Kimsecikler
olmuyor etrafta, sakin ve kendimi dinleyebileceğim bir vakit. Fakat herkes
susunca Mine’nin içindeki kız konuşuyordu
“Daha ne kadar böyle devam edeceksin? İşte o soru yine susturamamıştı
içindeki sesi; "mutlu musun gerçekten?”
Mine, teyzesi ve eniştesi ile yaşıyordu. Okulu bitince onların yanına yerleşmişti. Onları çok seviyordu fakat onlara yük olduğunu hissediyordu. Bu durum da onu üzüyordu. “Ah bir iş bulabilsem, ah keşke” diye keşkeleri yine kol kola girmiş zihninden geçiyorlardı ki, hemen can sıkıntısından kurtulmak için aldı eline telefonu. Sosyal medyada kaydırıp kaydırıp izlemeye başlamıştı videoları. Mine, hep keşfette gezinir, kimsenin sayfasına giremezdi. Neden mi? Çünkü arkadaşlarının sık sık paylaştığı muhteşem ‘görünen’ hayatları onu rahatsız ederdi. Ne kadar da avantajlı olduklarını düşünürdü. Bu nedenle de acısından kaçar, onların paylaşımlarını görmek istemezdi. Zaten okul bittikten sonra hiçbiriyle görüşmemişti. Sürekli farklı işlere başvuruyor ve hepsinden aynı cevabı alıyordu: “Deneyimli eleman arıyoruz.”
Aslında teyzesinin küçük bir dükkanı vardı onu çağırıyordu; "Yanıma gel, benimle çalış" diye ancak bu pek de iç acıcı bir
seçenek değildi. Sosyal medyada gezinmekten tam yorgun düşüp tekrar uykusu
geldiği sırada; ilgisini çekecek bir paylaşım gördü.
Gönderideki konuşan adam diyordu ki “Mutlu değil misiniz, dilekleriniz var gerçekleşmiyor mu? 2 dakikanızı ayırın ve mutlu olun! Bir defter yaprağı alın önünüze. İsteklerinizi sırayla yazın.” Mine koşarak içeri gitti, defterinden bir yaprak koparıp mutfak masasına oturdu. Başladı yazmaya...
1- İşim olsun.
2- Ehliyetim olsun.
3- Fazla kilolarımdan kurtulmak istiyorum.
4- Dişlerimi yaptırayım.
En sonuncusu en olmazı geliyordu... Ancak son isteği ‘mutluluğunun önündeki asıl engeldi ve onu yazmalıydı’ diye düşünüyordu.
5- Burnumu yaptırmalıyım.
Bunları yazarken sürekli tekrarlıyordu içinden “Bunlar olunca ben
de mutlu olacağım.” Videonun devamında; “Bu kağıdı bir kitabınızın arasına
koyun ve onu unutun. 2 yıl içinde hepsi gerçekleşecek ve siz çok mutlu
olacaksınız!” diyordu.
Mine söyleneni yaptı ve onu unuttu ta ki 3 sene sonra bir arkadaşı okumak için o kitabı ondan istediği güne kadar... Kitabı arkadaşına vermeden şöyle bir karıştırdı. İçinde o kâğıdı fark etti ve bir anda donup kaldı. Kâğıdı açtı, sıraladığı şeylere tek tek baktı ve gözlerinden yaşlar bir anda süzülmeye başladı. Kendini tutamıyordu “Bunlar mıydı gerçekten benim hayattaki hedeflerim? Ne kadar somut isteklerim varmış” diyordu. “Oysa artık dişlerim istediğim gibi, burnumu da yaptırdım. Üstelik zayıfladım, işim de var, ehliyetimi de aldım.
“Peki şimdi neden daha da mutsuzum? Halbuki mutlu olmalıydım, öyle
değil mi? Oysaki mutlu olmaya çalışırken daha da doyumsuz, mutsuz biri olmuşum”
dedi Mine. İyi ama neydi ki mutluluk? İnsanın hedefiyle mutluluğu arasında bir ilişki varsa, o hedefe yürümek dahi mutlu
olması için yeterli değil miydi?
İnsanın göz ardı ettiği en önemli şey ana giriş kapısını doğru seçememesidir.
Asıl mesele, insanın kendisine yaşamı boyunca sürekli fayda ve keyif verecek
hedefler belirleyebilmesidir. Ne birimizin hayatı diğerinden daha avantajlı,
ne de diğerimizin hayatı ötekinden daha dezavantajlıdır. Dolayısıyla kişi hedefine odaklanacağı
yerde, yanlış kıyasları baz aldığında mutlu ve başarılı olması pek hayli
zorlaşır. Bundandır ki, insan kendi yolculuğuna odaklanır ve kendini dünü ile kıyaslayabilirse,
ancak ilerleyebilme hak edişine sahip olur…
Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır…
İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği
için gerçeği de reddeder…
Dolayısıyla insan, mutlaka yüzleşeceği
bedelleri büyütmüş olur…
Mutluluk bir sonuç değil bir süreçtir.İnsan bir bilseydi…
YanıtlaSilİnsan hep dunune bakmalı ki ilerleyebilme hakedesine sahip olsun ...biz ne yaptık hep başkalarının hayatına bakmaktan yerimizde saydık...farkettirip bizim silkelenmemize sebep olanlar ise yine de bize verilen en büyük hakediş değil miydi...kaleminize saglik çok güzel bir yazı olmus
YanıtlaSil..
İşte insan "Bu olunca mutlu olucam. Şunu alınca mutlu olucam." Diyerek en büyük yanılgıya kendisi giriyor. Tebrikler👏🏻👏🏻 Tam da günümüz gençlerinin ihtiyacını anlatan bir yazı olmuş.🍁
YanıtlaSilMutluluğun formülü basit aslında değil mi? İnsanın kendisinde :)
YanıtlaSilBu süreçleri renkleri, kokusu farklı olsa da hepimiz nasılda deneyimledik nasılda çözüme ulaştırmak için didindik. Hayatta her şeyin geçici olduğunu idrak edince hayat daha kolay olmakta☺️
YanıtlaSilİnsanın kıyası tüketime olunca mutsuzluk hissi de daha fazla oluyor.
YanıtlaSilBaşkalarının hayatlarında aradığımız mutluluk aslında insanın hep mutsuzluğu oluyor.
YanıtlaSilİnsan kendi iç dünyasına dönüp sebeplerine sarıldığında gerçek mutluluğu yakalayabiliyor.
Mutluluğu sürekli olanlara selam olsun
YanıtlaSilİsteklerimizi sorgulatan güzel bir yazı ...yüreğinize sağlık
YanıtlaSilHerkesin bir mutlu olma deliliği var bu hayat ta sanırım
YanıtlaSilSonsuz mutluluk diye bir şey var mı?
YanıtlaSilBence bu soruya verilen yanıtların bir çoğu yukarda anlatılan Mine’nin hikayesinde ki gibi mutluluğun formülünü somut şeylere bağlayan ve henüz o hayalini gerçekleştiremeyenler tarafından evet vardır şeklinde olacaktır.Benim için mutluluk anlık iyi hissetme halinden ibaret.Her şeyin gelip geçici olduğunun farkında olmak bu dünyada sonsuz mutluluğun olmadığı gibi sonsuz üzüntünün de olamayacağı gerçeğini hatırlatıyor bana.Hayatta ki her şey bir düzen içinde yaratıldığı gibi insan hayatında da mutluluk ve üzüntünün eşit şekilde yaşanacağını düşünüyorum bu söylediğim şeye şu an içinde bulunduğunuz duruma göre hiçte öyle değil bu yaşıma geldim gün yüzü göremedim diyenleriniz olacaktır ama henüz gelmediğiniz yaşlarınız,yaşamadığınız günleriniz var onca çilenin ardından ansızın gelen güzellikler belkide tüm üzüntülerinizi silip süpürecek.O yüzden zorluklara sabretmek kolaylıklara şükretmeyi öğrenmek ve alışkanlık haline getirmek gerekiyor.Ve en önemlisi de sonsuz mutluluğu bu dünyada aramak boşa kürek çekmekten başka bir şey olmayacak.Sonsuz mutluluğa ulaşmanın tek formülü kalbinizi bütün pisliklerden arındırıp Allah’ın yolunda dimdik ilerlemekten ibaret:)
"Ne birimizin hayatı diğerinden daha avantajlı, ne de diğerimizin hayatı ötekinden daha dezavantajlıdır. Dolayısıyla kişi hedefine odaklanacağı yerde, yanlış kıyasları baz aldığında mutlu ve başarılı olması pek hayli zorlaşır."
YanıtlaSilYazı çok anlamlı ve güzel ifade edilmiş gerçekten... Emeği geçen herkese çok teşekkürler :)
çok güzel bir yazıydı elinize sağlık
YanıtlaSilGerçekten çok güzel bir konuya değinilmiş emeğinize sağlık
YanıtlaSilGerçekten cok doğru ve anlamlı👏👏
YanıtlaSilİnsan hayatını ve isteklerini açıklayıcı bir yazı olmuş
YanıtlaSilGardırobunda eksiği olmayan, estetik anlamda mükemmele yakın ve ekonomik anlamda güçlü olan bir kadın olmuş ama gerçekte kendine fayda verecek değerini hissedeceği işler yapamamış. Çağımızın problemi... ve mutsuz insana mutluluk vaat ederek her şeyi yaptırabilirsin.
YanıtlaSil2 sene sonra mı... ben naptım "gördüğünüz zaman sizi rahatsız eden insanların listesini yapın" demişti internette bir uzman. Hemen koşup yaptım ama sonra uzmanı kaybettim şimdi napcam o listeyi :)
YanıtlaSilİsteklerin bizi mutlu edeceği yanılgısından ne zaman kurtulabileceğiz acaba...
YanıtlaSilİnsan sürekli mutlu olmak istiyor ama sürekli fayda ve keyif verecek şeyleri anlık şeylere tercih edebiliyor...
YanıtlaSilİnsanın bu hayatta dününden daha iyi olmasını sağlayan hedefleri olmalı. Elinize sağlık:)
YanıtlaSilGerçek mutluluğun ne olduğunu bu kadar unutmuşken tekrar hatırlatan bu yazıyı okuma ne de iyi geldi... Kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilİnsanın göz ardı ettiği en önemli şey ana giriş kapısını doğru seçememesidir. Asıl mesele, insanın kendisine yaşamı boyunca sürekli fayda ve keyif verecek hedefler belirleyebilmesidir.
YanıtlaSilsosyal medyanın gerçeği ile yüzleşince aklıma bu bağımlılığın insanı nasıl somutlaştırdığını ve bozduğunu görüyorum. Geçmişimi, bugünümü ve Mine'yi daha iyi algılıyorum...
YanıtlaSilNasıl da mutluluğumuzu somutluklara bağlıyoruz
YanıtlaSil"İnsanın hedefiyle mutluluğu arasında bir ilişki varsa, o hedefe yürümek dahi mutlu olması için yeterli değil miydi?
YanıtlaSilKaleminize sağlık…mutluluk nasıl da herkesin başka başka şeylere bağladığı bir kavram… zannettikleri…
YanıtlaSilKaleminize sağlık:)
YanıtlaSilİnsanın kavuşunca mutlu olacağı şeylere kavuştuğunda mutlu olmadığını farketmesi büyük uyanışın sebebidir aslında ve bunu da farketmek bilinç ister
YanıtlaSilmutluluk bir yere varınca yakalayacağımız bir şey değil ki. bir yere varmaya çalışırken sürekli yanımızda olması gereken en önemli şey. yol uzun varış kısa. nasıl yola tahammül eder ki yolda mutlu olamayan
YanıtlaSil"İnsanın göz ardı ettiği en önemli şey ana giriş kapısını doğru seçememesidir... Ve insan başlangıcı yanlış yaptığında sonrasında girdiği tüm kapılar doğru dahi olsa artıya geçemiyor malesef!
YanıtlaSilHerkesin en çok istediği ama Bir türlü nasıl elde edeceğini bilmediği kavram. Mutluluk
YanıtlaSilHedefime giderken gerçek den uygun mu isteklerim tüketimlerim … hayat beni ne kadar da başka şeyler le oyalıyor ve mutluluk adı altında hepsi
YanıtlaSilİnsan, özünden uzaklaştıkça, somut hedefleri ile oyalanıyor. Özüne yaklaştıkça, soyut hedefleri olmaya başlıyor. Mine ve benzer öykülerdeki insanların, mutluluğun bu dünyadaki geçici şeylerle ilgisi olmadığının algısında olamaması...😔
YanıtlaSilİnsanlar günümüzde, çoğu kişisinin de yaptığı gibi, somut hedeflerle peşinden koştuğu mutluluğu yakalamaya çalışıyor.
Oysa ki, kendisi için bugün, gerçeğe ve özüne yaklaşacak hedefler belirlediğinde, mutlu olma ihtimalini arttırabilir...
Özümüze yaklaştıracak hedefler belirleyebilmek dileğiyle...
Aslında insanların bu hayattan ne istediklerini bilmesi gerekiyor ve ne ile yaşayacaklarını..
YanıtlaSil