Ya Düzenim Bozulursa

 Ya Düzenim Bozulursa

Bugün diğer günlerden biraz farklıydı. Bir gariplik vardı. Her gün dalgalarla uyum içerisinde, süzülüşlerini yansıyan güneş ışıkları süsler, pullarındaki ışıltılarla geçtikleri her yer bir şölen havasına bürünürdü. Bundan önce hiç bu kadar derine inmemiş ve bu kadar hızlı hareket etmemişlerdi. 

Ya Düzenim Bozulursa

Anlam veremediği bir telaş vardı. Her zaman olduğu gibi herkes birbirini takip ediyor, uyumu bozmuyordu ama.. Bir dakika… Herkes neredeydi? Kaya balıkları, maskeli balon balıkları, deniz kestaneleri hiçbiri mercanların arasında görünmüyordu, resifler de boştu.. Her yer terk edilmiş sanki bir tek onlar kalmış gibiydi. Evet tam olarak öyleydi.. Şimdi farklılığın sebebini  anlayabiliyordu, bu her zamanki rutinleri değildi, kuzeye doğru ilerliyorlardı… Onları uzun bir yolculuk bekliyordu, bu onun ilk göçü olacaktı..

Daha önce çokça duymuştu.. Yeni yerler her ne kadar kulağa hoş ve heyecanlı gelse de o günün gelecek olması onu ürkütürdü.. Çünkü bu yolculuk tehlikelerle doluydu ve bu zamana kadar hiçbir konuda risk almamıştı. Yalnız bildiği bir şey vardı ki o gün geldiğinde mücadele etmeliydi, eğer etmezse zaten bulunduğu yer de riskliydi.

Bu yolculuğun bir amacı vardı, evet… Ama yeterince hazır hissetmiyordu. Arkadaşlarını inceledi, ona göre daha rahattılar. Nasıl bu kadar korkusuz olabiliyorlardı? Ne zaman sürünün gençleri olarak dolaşmak isteseler, onlar en önden gider ve daha da açılmak isterlerdi. Kendini düşündü o zaman da risk almazdı. Gittikleri yerlerde her an bir aslan balığı çıkarsa diye düşünür ya da kumlarda saklanmış bir balon balığı varsa diye endişelenmekten yolları aklında tutamaz etrafındaki güzelliklerin farkına varamazdı.

“Heeey, çekiiiil..!”

Duyduğu sesle bir anda irkildi. Ne olduğunu anlamaya çalışırken kendisini resiflerin içinde buldu. Devasa bir sürünün arasında kalmıştı ve etrafındaki hiçbir şeyi göremiyordu. O ses de neydi, ne olmuştu? Gözlerini kapatıp sıkıştığı yerde bekledi.. Kalabalık dağılınca etrafına baktı. Bu ZEN’di. Tabi ya.. Nasıl tanıyamadı... Bir dakika sürü….! ZEN’i itip telaşlı bir şekilde resiflerden çıktı, kimse yoktu… Gitmişlerdi.. Herkes gitmişti... Ne yapacaklardı şimdi?

En korktuğu şey başına gelmişti.. Tüm düzeni bozulmuş, göç fikrine daha alışamamışken tehlikelerle dolu bir yerde tek başına kalmışlardı. Sakin olmalıydı, kendine tekrar hatırlattı. Mücadele etmeliydi, eğer etmezse zaten bulunduğu yer de riskliydi. Durmamalıydı. Durunca risk kalkmıyordu.

Ya Düzenim Bozulursa

“Kuzeye doğru devam etmeliyiiiz” dedi ZEN.

“Hadiiii..”

Silkelenip ZEN’e yetişti. Aynı rahatlık onda da vardı. Artık dayanamadı ve sordu.

 “Korkmuyor musun?”

“Neyden?” dedi ZEN

“Ya her an bir aslan balığı çıkarsa..”

“Tabiki de korkuyorum ama durup beklersek çıkmayacağının garantisi var mı?”

Bunu kendi de biliyordu ama neden bu korkulardan sıyrılamıyordu. Sadece “Yok..” diyebildi.

“Endişe etmekte korkmakta haklısın, hepimiz korkarız. Her sürecin zorlukları vardır. Zorluk olmazsa gelişim olmaz. Zorluktan kaçmak değil o zorluğu geçebilmek bizi geliştirir.”  dedi ZEN.

Ve ekledi:

“Zor olanı yapmaktan kaçarak zorluklardan kurtulamayız.”

Evet, tam olarak böyle olmuştu. Bu zamana kadar hiç risk almamıştı. Hep güvende olabileceği ya da onu çok zorlamayacak şeylerle uğraşmış, düzenini hiç bozmamıştı. Bu hiçbir şeyi değiştirmemiş, hayal bile edemeyeceği bir değişikliğin içerisinde bulmuştu kendini.

-“Peki, nasıl yapıyorsun?”

-“Düşüncemi daha güçlü bir düşünceye bağlıyorum. Hiçbir şey yapmamak yerine ya da düşünmemeye çalışmak yerine daha kapsamlı düşünmeye çalışıyorum o zaman hareket edebilecek gücü kendimde bulabiliyorum.”

-“Galiba tam anlayamadım.”

-“Düşün ama düşüncede kalma” dedi ZEN.

“Harekete geç. Hayatını düşüncelerle devam ettiremezsin. Düşüncelerle bir yere ulaşmalısın, bu seni öngörülü yapar.” Balon balıkları da deniz kaplumbağasından korkmuyor mudur sence? Ama kumlara saklanarak nasıl kamufle olduklarına bir bak. Bunu o kadar ustaca yapıyorlar ki bize korku salıyorlar.  Aslında avcıyken de avken de aynı stili izliyorlar. Her yerde deniz kestanesi bulup içine saklanamayabilirsin. Fakat etrafına iyi bakarsan öğreneceğin çok şey görebilirsin…”

Ya Düzenim Bozulursa

Hiç böyle düşünmemişti. Evet tehlikeleri fark edebiliyordu, onu bekleyen zorlukları görebiliyordu bu güzel bir şeydi, hiç farkında olmayabilirdi. O ise gördüklerine takılıp kalıyor, günlerce düşünüp vakit kaybediyor ve harekete geçemiyordu. Neyi değiştirmesi gerektiğini, gördüklerini nasıl avantaja çevirmesi gerektiğini çok iyi anlamıştı. Tabi nereden başlaması gerektiğini de.. Onu bir yere ulaştırmayan düşüncelerini eleyip, harekete geçecekti. Zihni çok rahatlamıştı, hiç bu kadar hafiflediğini hissetmemişti. Evet, her bir canlıdan öğrenilmesi gereken ne kadar çok şey vardı. Gördüğü şeyler, geçtiği yerler farklı bir anlam kazanmıştı artık…


İnsan hakkını arar, ömrü yettiği kadar...
Eylemleri de bu isteği kovalar...
Oysa hak eden olmak, hakkını aramaktan daha değerli değil midir?

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

 

Yorumlar

  1. İnsanı nasılda Kendi kendine prangalar takıyor.

    YanıtlaSil
  2. Evet gördüklerine ve görmediklerine takılıp fazla düşünmek çok yorucu ve bizi harekete geçmekten alıkoyuyor malesef. Umarım biz de düşünüp ama düşüncede kalmayıp yola devam edebiliriz.

    YanıtlaSil
  3. "Neyi değiştirmesi gerektiğini, gördüklerini nasıl avantaja çevirmesi gerektiğini çok iyi anlamıştı. Tabi nereden başlaması gerektiğini de.. Onu bir yere ulaştırmayan düşüncelerini eleyip, harekete geçecekti." o zaman başlayalım!

    YanıtlaSil
  4. Hareketsizlik ne güzel özetlenmiş.. Çoğumuz bu düşünce bataklığında yıllarımız kayboluyor …
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Herbir canlıdan deneyim transferi yapmak ne güzel

    YanıtlaSil
  6. Herbir canlıdan deneyim transferi yapmak ne güzel

    YanıtlaSil
  7. Hiç düşünmezmişim ey insanoğlu?
    Düşünmek çok kıymetli ama harekete geçebilirsek👌🏻👌🏻

    YanıtlaSil
  8. Hayat son ana kadar doldurulmak istenen bir not defteri...
    Peki kalemimiz hangi renk, yazdıklarımız bizi nereye taşıyor, neler öğreniyor, nerelerde geriliyoruz....

    YanıtlaSil
  9. İnsan nasıl kendini geride bırakır ve korkularının içinde kaybolur… bunu bize gösterdiğiniz için ve bu durumdan çıkış yolunun nasıl olması konusunda bize yol gösterdiğimiz için teşekkür ederim…Emeğinize sağlık…

    YanıtlaSil
  10. Acıdan korkup faydadan uzaklaşabiliyor insan.Hareket edebilmek, bazen isteğimizin zıttına davranabilmek ve doğru hamle yapmak bizi bambaşka daha güzel denizlere götürebilir.

    YanıtlaSil
  11. “Mücadele etmeliydi, eğer etmezse zaten bulunduğu yer de riskliydi.” insan ne zaman değişip dönüşmekten korkuyorsa bu cümleyi hatırlayıp kendini rahatlatmalı.

    YanıtlaSil
  12. Hem düzenim bozulmasın hem de yükselmek isteklerimin beni bir yere vardırmayacağını ne güzel anlatmış yazı kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  13. Nereye baksam öğreneceğim çok şey var

    YanıtlaSil
  14. Çok güzel bir anlatım olmuş. insan hayatında hareketsiz olduğu yerlerde aslında kendine en büyük haksızlığı yaparken haklı olduğunu sanabiliyor. umarım her okuyanın zihninde canlanan sahnesinde ufak bir adımla hareketi başlatacak netliği kendinde bulur.

    YanıtlaSil
  15. Harekete geçmeden hayatta bir yete varmak imkansız... Teşekkürler

    YanıtlaSil
  16. ""İnsan hakkını arar, ömrü yettiği kadar...
    Eylemleri de bu isteği kovalar...
    Oysa hak eden olmak, hakkını aramaktan daha değerli değil midir?""
    Çok etkileyici...Tebrikler 🤍

    YanıtlaSil
  17. Dönüşüm cesaretini gösterenlere...

    YanıtlaSil
  18. Hareketin önemi... Korkularımıza rağmen... Teşekkürler

    YanıtlaSil
  19. Yolculuğu anlamlı kilanda amacının olması değil midir?

    YanıtlaSil
  20. İnsan problemlerinden kaçarak kurtulacağını düşünür. Halbuki ne kadar büyük bir yanlışta. Kaçtığımız her şey bize misliyle geri gelecek. Acı ama gerçek.

    YanıtlaSil
  21. Çok keyifli bi yazı olmuş, hem öğretici. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  22. Nerde hareket orada bereket sözünü boşuna söylememişler. O zaman bizi harekete geçirecek sebeplere odaklanma vakti...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kimsin?

Hasan Amca'nın Müşteri Hizmetlerine Hoşgeldiniz

Musmutlu Günlere...