Maskenin Diğer Yüzü

Maskenin Diğer Yüzü

Ezgi her zamanki gibi işe geç kalıyordu. Hızlı hızlı hazırlanırken bir yandan da söyleniyordu. “Biliyordum altından böyle bir şey çıkacağını! Hayır, madem öyle biri değilsin ne diye öyleymiş gibi gösteriyorsun? Ahh Ezgi ahh!” Semih uzun zamandır Ezgi’nin peşinden koşuyordu ve dün akşam da ilk kez yemeğe çıkmışlardı. Aslında o da Semih’i beğeniyordu ancak içine sinmeyen bir şeyler vardı. Yemekte de bunlar açığa çıkmıştı...

Maskenin Diğer Yüzü

Semih işyerinde kahve alırken karşılaştığı biriydi. Ofisin ortak alanında denk gelirlerdi. Semih de Ezgi’yi beğenmiş olacak ki Ezgi ne zaman ortak alana geçse Semih onu gözüne kestirir ve hemen peşinden gelirdi. Ezgi ilk başta çok yüz vermese de bu ilgiden hoşlanmıştı. Sosyal medyadan incelediğinde çok zengin ve mutlu bir profil ile karşılaştı. Her fotoğraf ve video sanki “Bana bakın!” diyordu. Lüks arabalar, gidilen mekanlar, tatiller…

Ezgi bir yandan hazırlanırken bir yandan da düşündükçe sinirleniyordu. “Hayır, madem bu kadar imkâna sahip değilsin, ne diye sahipmiş gibi gösteriyorsun? Yok, ben onlara sahip olup olmamanda da değilim ama bu yaptığın şey kötü. Bir dakika ya, o değil de ben bayadır sosyal medyada paylaşım yapmıyorum.”  diye içinden geçirdi. Aslında kendisi de sosyal medyayı aktif kullanırdı. Kuafördeki saç modeli değişikliğinden, arabada işe giderken açtığı müziğe ve günlük yapacaklarına kadar anlatırdı hesabında. Bir an kendisini Semih ile kıyasladı. “Neyse ben en azından olmayan bir şey göstermiyorum kimseye.” diye düşündü. Kendince dürüsttü evet ama atladığı şey şuydu ki, paylaşımlarına bakılırsa hiç hasta olmuyor, mutsuz olmuyor ve başarısızlık yaşamıyor gibiydi. Hâlbuki işin gerçeği öyle miydi? “-mış gibi yapmak” sadece imkânlara özgü değildi. Mutlu değilken mutlu gibi gözükmeye çalışmak, eğlenceli biri değilken aslında öyleymiş gibi davranmak… Bu liste uzar giderdi.

Maskenin Diğer Yüzü

Aslında o kadar yorucuydu ki… Her an tetikte olmak ve  açık vermemek gerekiyordu. Kendi hayatını öyle mutlu yansıtmıştı ki sanki tüm insanlar onu kıskanıyor ve herhangi bir düşüşünü bekliyor gibiydi. Gerçekten samimi bir şekilde onu seven bir insanın olup olmadığını düşündü. Geçen gün hasta olduğunda yanına gelen kimse olmamıştı. Herkes sosyal medyadan kendisine şifalar dilemişti evet ama bu yeterli değildi ki… Hasta halini bile ilgi toplamak adına süslenerek paylaşmıştı. Ne de olsa kötü halini kimsenin görmesini istemezdi. Semih’e laf ederken bu girdaba kendinin de düştüğünün farkında değildi.

İnsan neden olmadığı biri gibi gözükmeye çalışır?

Neden kötü bir anını paylaşmayı reddeder?

Kötü bir anını paylaştığı zaman insanları kaybedeceğini mi düşünür?

Her şey, her zaman iyi olmak zorunda mıdır?

Bunu ona düşündüren şey nedir?

Uzun süre ayakta durmak bile insanı yorarken, bırak ayakta durmayı bu parmak ucunda yürümeye çalışma aşkı neden?

Yüze yakışmayan bir maskeyle nefessiz kalmak neden?

Çünkü insan olduğundan fazla veya farklı gözükmeye çalıştığında eksiğini gediğini, acısını derdini kapatır, yokmuş sayar. Ancak bu yokmuş saymalar kafasını kuma gömen deve kuşundan farksız kılar onu. Bilse ki ‘mış gibi yapmalar’ın getirdiği yük, gerçekten olmak istediği yer neresiyse oraya çıkmaktan daha ağır.

Maskenin Diğer Yüzü

İyisiyle kötüsüyle, acısıyla eksiğiyle tam olduğunu unutur insan. Birileri gibi olmak yerine kendi gibi olsa… Parmak uçlarında yürümek yerine, topukları üzerinde hatta biraz da dizlerini kırmanın ona iyi geleceğini bir bilse… Ah bir bilse… O zaman anlar ki ilk vedalaşması gerekenin, eleştirdiği kişiler değil. Bilakis yüzüne taktığı o ruhsuz maske olduğunu…


"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Bu senin yaşamın…
Ama beni de ilgilendiriyor!
İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...

Yorumlar

  1. Hayatı rol yaparak geçirmek insanın gerçeği algılamasını zorlaştırır mı?

    YanıtlaSil
  2. Kendine yabancılaşmak bu sayede oluyor sanırım. Bir süre sonra insan gerçekten ne hisettiğini anlayamaz duruma gelebilir mi merak ettim. Sürekli mış gibi yapınca.

    YanıtlaSil
  3. Çağımızın problemlerinden birini yansıtan bir yazı olmuş, teşekkürler😊

    YanıtlaSil
  4. İnsan en çok da kendi gerçeğine kör vijdanına sağır...

    YanıtlaSil
  5. Bir tek mutsuz olan benim galiba bu dünya da düşünmek ne kadar yorucu oysa kİ herkesin hüzünlü bir sahnesi var …

    YanıtlaSil
  6. Mükemmel görünmeye çalışmak yerine eksiğiyle kusuruyla gerçek bir insan olabilmek... Ne güzel anlatılmış.. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  7. Yine çok farkındalık sağlayan bir yazı olmuş, mış gibi yaşamak illa olmayanı göstermek değil oysa ki... Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  8. Gerçekten sonunda bütün yollar insanın kendisine çıkıyor. Yoksa ben bende olmayanı başkasında görsem tanıyamam ki...

    YanıtlaSil
  9. İyisiyle kötüsüyle, acısıyla eksiğiyle tam olduğunu unutur insan. Parmak uçlarında yürümek yerine, topukları üzerinde hatta biraz da dizlerini kırmanın ona iyi geleceğini bir bilse… Ah bir bilse…
    “Var olabilmek için yok olmaya razı olmak” gerektiğini ahh bir bilse…
    Emeğinize sağlık🌸

    YanıtlaSil
  10. Çok yorucu gerçekten mış gibi! Herkes bizi beğenmese ne olurdu mesela??

    YanıtlaSil
  11. Gerçek mutluluğu anlatmışsınız elinize sağlık. Olduğundan fazla görünme parmak ucunda yürümeye gerek yok, kendin ol yeter…

    YanıtlaSil
  12. Çok faydalı yazılar yazıyorsunuz 🙏

    YanıtlaSil
  13. "İyisiyle kötüsüyle, acısıyla eksiğiyle tam olduğunu unutur insan."
    Günümüze, insanların yaşadığı problemlerin arkasında yatan isteklere ayna olan güzel yazı için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  14. Mış gibi yaparak insan bir seylerin üstünü örtüyor,bu sefer de gerçekten uzaklaşıp sahtelesiyor her şey,sahte insana ne fayda verir ki,şimdiye kadar hangi sahtelik gerçek mutluluğu vermiş...

    YanıtlaSil
  15. Birileri gibi olmak yerine kendi gibi olsa… Parmak uçlarında yürümek yerine, topukları üzerinde hatta biraz da dizlerini kırmanın ona iyi geleceğini bir bilse… Ah bir bilse…
    Kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  16. Ellerinize sağlık ☘️

    YanıtlaSil
  17. İnsan neden parmakları üzerinde yükselir? İnsanın idrakınin en zor olduğu sorulardan biri sanırım.

    YanıtlaSil
  18. Önem sıralaması önemli. Kim olmak istiyorum. Güzel detaylara dokunmuşsunuz

    YanıtlaSil
  19. Şimdilerde bırakalım olduğumuz gibi görünmeyi, nasıl daha fazla görünürüm derdine düşüyoruz… ve hepimiz diğerini suçluyoruz

    YanıtlaSil
  20. Bu senin yaşamın…
    Ama beni de ilgilendiriyor! Ne güzel demişsiniz, kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  21. ne kadar yorucu bir hayat aslında...

    YanıtlaSil
  22. Sosyal Medya Sanal Dünya - buna çok yakından şahit olan biri olarak -mış gibi yapılan sahteliklere aman dikkat edelim diyorum. Gördüğümüz şey olduğunu sandığımız şey olmayabilir.

    YanıtlaSil
  23. Birileri gibi olmak yerine kendin gibi ol....

    YanıtlaSil
  24. “-mış gibi yapmak” o kadar normal olmuş ki insan gerçekteki halini dahi unutuyor... Çok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  25. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  26. İnsan kendini olduğundan fazla göstermeye çalıştığında samimiyetsiz de oluyor. Oysaki samimi insan daha çok sevilir. Şu zamanda o kadar yanılgı içindeyiz ki bize zarar verecek olanı doğru zannedip tercih edebiliyoruz. Elinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  27. İnsan aldatırKen ldanıyor.

    YanıtlaSil
  28. İnsanın olmadığı gibi gözükmek istemesi gerçekten çok üzücü hem de çok yorucu bir durum. Güzel bir yazı. Şu an bir çok insanın kullandığı bir yol.

    YanıtlaSil
  29. Hayat boyu rol yapmak ne yorucu. Kendimizi olduğumuzdan büyük gösterme çabası...Dümdüz yürümek varken boyumuz uzun görünsün diye parmak uçlarımızda yürüyoruz resmen. Allah olduğu gibi görünenleri çıkarsın karşımıza🤲🏻🍁

    YanıtlaSil
  30. Görüntü hem geçici hem aldatıcı, tam bir sınav metası... görünmeyeni görebilmekse insana kazandırmaya başlıyor.. perde arkasındaki işaretleri okumak ilişki kalitesini yükselten çok önemli bir kazanım.. deneyimsel ögretiye teşekkürler

    YanıtlaSil
  31. İnsan "İyisiyle kötüsüyle, acısıyla eksiğiyle tamdır."
    Ellerinize sağlık..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kimsin?

Hasan Amca'nın Müşteri Hizmetlerine Hoşgeldiniz

Musmutlu Günlere...