TREN KAÇTI!

TREN KAÇTI!

Bir anda bastıran yağmurdan kaçabilmek için koşarak çıktı merdivenleri. Hızlıca kartını basıp istasyona geçti. O saatte istasyonda kimsecikler yoktu.

- Tabii dedi, "Millet ailesi ile sevdikleriyle Pazar kahvaltısını yapacak. Senin gibi tek başına mı ki bu havada atsın kendini sokağa?" 

TREN KAÇTI

Oturdu banka ve treni beklemeye koyuldu. Uzun zamandır dışarı çıkmıyordu, eve gelen giden de yoktu. Eee haliyle bayağı bunalmıştı. Bi’ dolaşırım havam değişir diye düşündü. Sabah erkenden istasyona geldi ama beklediği tren bir türlü gelmiyordu.

Hayatta en sevmediği, en şikâyet ettiği şey birilerini ya da bir şeyleri beklemekti. Bundan her zaman şikâyet ederdi ama bu hayatta en çok yaptığı şey yine beklemekti!

- Sahi, dedi treni beklerken "Ömrüm beklemekle geçti!"

Mutlu olmak için eşimin çiçek almasını bekledim.

İşimi severek yapmak için patronumun beni ödüllendirmesini bekledim.

Sabah neşeli uyanmak için güneşli havayı bekledim.

Arkadaşlarım saat 00.00 olduğu an doğum günümü kutlasın diye bekledim.

Çok özlediğim kuzenimi bile aramadım, "Ben niye arıyormuşum canım, o beni arasın." diye bekledim.

Yahu ben kalbini kırdığım arkadaşımdan özür bile dilemeden beni affetmesini bekledim.

On dakika tren geç kaldı diye beklemeye şikâyet ederken, hayatım boyunca nasıl bu kadar bekledim? 

TREN KAÇTI

Tren istasyonundaki bekleyiş sanki bütün hayatını bir film şeridi misali gözü önüne getirmişti. Onu bekledim, bunu bekledim diye sayarken trenin gelip istasyonda durduğunu fark etmedi. Çantasını alıp trene doğru koşmaya başladı ki kapılar kapandı ve tren hareket etti. O kadar zamandır beklediği treni de kaçırdı.

Bir an kalakaldı, hareket edemedi. Rüzgâr serin serin yüzüne vuruyordu. O anda farkına vardı gerçekler sanki onu tokatlıyordu.

"Ah be kızım hayatın boyunca bekleyip durduğun kaçıncı tren kaçtı?"

İnsanın kendi kontrolünde olan, yine sadece kendisidir. Kendimiz dışında bekleyip durduğumuz her şey istasyonda beklediğimiz halde kaçırdığımız tren gibidir. Bir anda kapılarını kapatıp uzaklaşır ve biz hiçbir şey yapamayız.

TREN KAÇTI

Halbuki, neşe, sevinç, mutluluk, sevilmek, affedilmek... Bunların hepsi insanın kendi içindeki öz sermayesidir. Mutlu olmak için, hayattan keyif almak için cebimizdeki sermayemiz dururken neden başkalarının vermesini bekleyelim ki!

 

 


Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır…

İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder…

Dolayısıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur…

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar