SAVAŞIN GÖLGESİNDE 12 – İMKÂN

SAVAŞIN GÖLGESİNDE 12 – İMKÂN

İSTANBUL

Bu yıl 64 yaşına ulaşmıştı Gül Hanım, eşi Ahmet Bey ise 70'ine merdiven dayamıştı. İki çocuk, üç torun, ömrün son düzlüğüne varmışlardı. Ömürleri varlık içinde geçen bu çiftin güncel meseleleri çoğunlukla mal mülk problemleriydi. Gül Hanım’a rahmetli babasından daireler, dükkanlar kalmıştı.  Kocasının varlığı da fena sayılmazdı. Yazlık, kışlık, köye dikilmiş malikane... Hepsiyle bir koşturmadır sürüyordu.

SAVAŞIN GÖLGESİNDE 12 – İMKÂN

Keşke tek sıkıntı mallarının çokluğu olsaydı. Onlara göre şu dünyada en zor şey kiracı sahibi olmaktı. Hepsiyle her ay tek tek uğraşıyordu kadın haliyle Gül Hanım. "Herkes bizim malımızın ağası olmuş" diye söylenirdi. Gel gör ki, bu koşturmaca sağlık problemlerinin de artışıyla çekilmez hale gelmişti. Ciğerlerinde oluşan sıkıntılar artık rahat nefes almasına engel oluyordu. Fakat bu durum, varlık sevgisinde bir azalmaya vesile olamamıştı. Aksine "Acaba bir arsa alsak da üstüne üç tane tripleks mi yapsak? Sizinkine asansör de koydururuz anne” diyen gelinini mantıklı bile buluyordu. Artık evin içinde merdiven çıkacak hali kalmamıştı. İki basamak onu nefes nefese bırakıyordu. Yine de 3 katlı bir evin hayalini kuruyordu!

SAVAŞIN GÖLGESİNDE 12 – İMKÂN

İnsanoğlu ister ve isteğine de hep bir kılıf bulur. Evi olan evim küçük der, apartman dairesinde olan müstakil ister, bahçesi olan birkaç katlı ister. İstekler yanıtlanarak sonlanmaz, çünkü isteklere ulaşmak bizi anlık olarak tatmin eder sadece. İstediğine ulaşan insan durmaz ve başka bir isteğe yönelir. İnsanın doyuma ulaşması ise ancak gerçek yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak üzerine bir düzen kurmasıyla gerçekleşir. Aksi halde nefesi yetmese dahi nefsi daima ister. Her imkânın kendisine imkânsızlık olduğunu unutarak ister.

 


DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE ZULMÜN YAŞANDIĞI O ŞEHİR, 637. GÜN

Kuzeyden güneye kaçıncı göç edişleri olduğunu bilmiyordu Huda. İki yıl süren savaş olur muydu sahi? Çocuklarıyla burası artık güvenli diye ümit ederek yerleşmeye çalıştığı kaçıncı okul, hastane veya çadır olmuştu, sayamıyordu. O gün eşi un bulmak için evden çıkmıştı. Ancak eve cenazesiyle beraber kırmızı bir un torbası ulaşmıştı.

Huda çocuklarına bakmak için elinden geleni yapıyordu; fakat barınacak bir yer olmaması ve hiçbir yerin güvenli olmaması yüzünden bu oldukça zordu. Sadece bir çadırları olsa, o çadır bize mezar olacak mı? kaygısı olmasa yetecekti. Binlerce insan çadırlarında yanmış veya kumlara gömülmüştü.

SAVAŞIN GÖLGESİNDE 12 – İMKÂN

Bazen durup geçmişi düşünüyordu. İnsanlıktan nasibini almamışların canına kıydığı eşiyle, küçücük bir yuvaları vardı. Varlık derdine düşmeden aile olmuşlardı. Savaştan önce her günleri keyifliydi. Dünyalık mal için dahasını aradıkları bir zaman dilimi yoktu. İmkânın kocaman bir hiç olduğunu, ölümü tarihleri boyunca ensesinde hisseden bir milletten iyi bilen olamazdı. İşte tam da bu yüzden tek dertleri vardı; kendilerini ve evlatlarını iyi yetiştirmek. Mal-mülk ile de olmuyordu bu iş.

Soyut imkanlar edinmenin insanın sadece çaba ve mücadelesine bağlı olduğunu biliyorlardı. Hatta soyut imkân ve somut imkân arasındaki denklemin de nasıl işlediğini gayet iyi biliyorlardı. Tam da bu yüzden hayatlarını gerçek amaç ve hedeflerle kuşatmışlardı. İşte bu kuşatma eşi aralarından ayrıldığında bile Huda’yı korumaya devam etmişti. Her yeni güne cephesinde sımsıkı ayakta durarak uyanıyor, çocuklarını da imkanlara tok ve gerçeklere uyanık birer nefer olarak ardı sıra yetiştirmeye devam ediyordu…

 



Neden,

Sıradışı bir ilmin,

Sıradışı keyiflerin,

Sıradışı ortamın,

Sıradışı ilişkin,

Ya da sıradışılarla ilişkilerin olsun ki?

Neden seninle ilişki kursunlar, sana değer versinler?

Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. Emeğinize sağlık…
    Günümüz gerçeğini yansıtan ne güzel bir kıyas olmuş😔

    YanıtlaSil
  2. İnsanoğlu ister, hep ister birine ulaşınca başka birşey ister peki ya sonuçlarına razı mıdır? Kaçıncı gün… düşüncelere daldırdı… emeklerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Gerçek amaç ve gerçek hedef 🪴

    YanıtlaSil
  4. Emeğinize sağlık… imkansızlığın aslında dezavantaj olmadığını gösterdiğiniz için teşekkürler…

    YanıtlaSil

Yorum Gönder