YENİ NESİL EBEVEYNLİK 2.0
Zeynep sabah erkenden kalkıp hızlıca kahvaltıyı hazırladı. Aslında acele etmesine lüzum yoktu, ancak stresli olduğu zamanlarda hareketleri hızlanırdı. Bu sabahki stresinin sebebi küçük oğlu Berat'ın sınavıydı. Sınav günleri, sanki sınava kendisi girecek gibi heyecanlı olurdu.
-Beraaat, hadi oğlum, kahvaltı
hazır!
Neredeyse bütün hafta sonu vaktini oğlunun peşinde koşarak geçirmişti. “Artık son notlar, biraz gayret…” diye oğluna nasihatte bulunuyor ama oğlunun duyarsızlığını görünce ne yapacağını bilemiyordu. Zaman zaman içinden “Ah ah! bu çocuğa çalışsın diye harcadığım enerjiyle kendim çalışsam şimdiye profesör olmuştum.” diye geçirirdi.
Zamane çocukları bir farklı oluyordu. Bu çocuğu okula teşvik edip sorumluluklarını bilen bir birey olarak yetiştirme çabası Zeynep'i yıpratıyordu. Zaman zaman rehber öğretmeninden destek almış çocuğuna doğru bir yöntemle yaklaşabilmek için bildiği her yolu denemişti. Derslerine olan ilgisini artırmak için ödüller teklif etmiş, bundan sonuç alamadığı zamanlar ceza vermişti. Derslerini toparlaması için süre koymuş, özel dersler aldırmış, yeri gelmiş tatlı dille uyarmışsa da pek etkili olamamıştı.
Çok emek veriyor, ancak bir türlü
sonuca ulaşamıyordu. Ne yaparsa yapsın, oğlu ders çalışmak istemiyordu. Yine de pes etmeye niyeti yoktu, kendince
elinden geleni yapmaya çalışıyordu.
Bir ara suçu okulda, öğretmenlerde ve kötü arkadaşlarda da aramıştı ama oğlunu ne yapacaktı? Eğitim sistemi denkleminde hangi parçayı değiştirirse değiştirsin oğlu değişmedikten sonra sonuç alamayacağını anlamaya başlamıştı. Buna sebep son günlerde sosyal medyada karşısına çıkan bazı yazılardı…
Öğrenmek insanın en büyük marifetidir ama öğrenmek istemeyene de öğretecek bir öğretmen hiçbir yerde yoktur. Yabancı ülkeye giden insanlar nasıl daha çabuk dil öğreniyorsa, insan da eksiğine karar verdi mi onu tamamlamak için büyük çaba harcar. Burada anahtar cümle: karşımızdaki insan neyin eksikliğini hissediyor? Çünkü ancak eksiği olan insan öğrenmek isterse marifet kazanır.
Düşündüğünde de bugün ortaokula gelmiş, ayakkabısının bağcığını bağlayamayan çocukların böyle olmalarında anne babaların da rolü büyüktü. Marifet ancak, merakı ve çabası olana verilir. Hangi konuda zorluk yaşarsa insan, onu çözmek için çabaladıkça güçlenir. Oysa çocuklarımızın yaşadığı zorluklar artık sadece oyun ve eğlence alanına ait… “Ne zaman telefonla oynayabilirim? Oyun için bana sanal para lazım… Bilgisayarım bozuldu arkadaşlarımla oyun oynayamıyorum! Bana ne zaman kendime ait bir telefon alacaksınız?”
Şimdiki ebeveynler çocuklardan
daha çok ilgililer derslere. Özel okullar, özel dersler, etütler, çocuğunun
ödevini kendine görev edinmesi ve daha neler neler…
“Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim, bir dediğini ikiletmedim. Yeter ki mutlu ve başarılı olsun! Biz yaşamadık, çocuğumuz yaşasın.” mantığıyla iyi niyetle yapılan hatalar aslında...
Ebeveynler, evladı derslerinde
başarılı ve hayatlarında da mutlu olsun ister. Ancak gerçek şu ki, çocuğu
başarıya götürecek şey anne-babanın derslere olan ilgisi değil. Bilakis çocuk
neyle ilgili, başarılı olmak istiyor mu?
Başarısızlığının farkında mı, bu
durum onu mutsuz ediyor mu?
Peki o zaman çocuğumuzu doğru
şeyleri istemesini nasıl sağlayabiliriz?
İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Çocuklarımıza herşeyi daha istemeden vermeye başladığımızdan beri merak edeceği hiç bir şey bırakmadık sanki...
YanıtlaSilEskiden şöyle diyorlardı 'Deveyi suya götürebilirsin ama içiremezsin'
YanıtlaSilHer annenin kanayan yarası. Çok şükür ki ilim var
YanıtlaSilKaleminize sağlık:) seminerlerde cevaplarını bir bir aldım :)
YanıtlaSilPek çoğumuzun yarasına parmak basan, hayatın çok içinden bir yazı olmuş. Hakikaten şimdi çocukların problem dedikleri şeyler ne kadar da değişti. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSil👏
YanıtlaSilo zaman yazının devamını bekleriz
YanıtlaSilÖğrenmek insanın en büyük marifetidir ama öğrenmek istemeyene de öğretecek bir öğretmen hiçbir yerde yoktur.
YanıtlaSilÖğrenmek insanın en büyük marifetidir ama öğrenmek istemeyene de öğretecek bir öğretmen hiçbir yerde yoktur.
YanıtlaSilGüzel bir yazı, elinize sağlık. Bu zamanın çocukları olan anne babaların gündem problemi. İmkanları artırdıkça daha fazla yapabileceğini düşünür insan.
YanıtlaSil🌿
YanıtlaSilÖğrenmek insanın en büyük marifetidir ama öğrenmek istemeyene de öğretecek bir öğretmen hiçbir yerde yoktur.
YanıtlaSilBir anne şu detayı farkettiğinde bütün dünya değişmeye başlar.
Tokluğumuz metaklığımıza en büyük öldürendir
YanıtlaSilFarkında olmak, fark etmek, fark ettirmek… işte bütün mesele bu
YanıtlaSilİyi niyetle yapılan hatalar.....
YanıtlaSil