MESAJIM VAR SERİSİ - 4
Sevgili günlük, merhaba nasılsın?
Ne kadar zaman oldu sana
yazmayalı, sınavlar, ödevler, dersler derken bir koşturmanın içerisinde elime
defteri alıp da bir türlü yazamadım. Bu şehirde tek yaşadığım için ve çok
zamanım olacağını düşünerek her gün sana yazarım diye ümit etmiştim. Buralara
alışamam derken şimdi iyi bir arkadaş ortamına sahip, üniversiteli bir genç
olarak yoğun günler geçiriyorum. Bu aralar çok şeyler oldu ve bunları sana
anlatmak için sabırsızlanıyorum.
Başlarda herkes biraz değişik
gelirken sonraları uyum sağlamayı başardım. İnsan bulunduğu ortamı iyi
değerlendirip, kendisiyle benzerlik gösteren kişilerle birlikte olduğunda
ortama daha kolay adapte olabiliyormuş meğerse. Tabi bu süreçte hatalar yapıp yanlış
kişilerle de paylaşımlar içerisinde olduğumda, ilişki kurmak konusunda daha denetleyici olmam gerektiğini de anladım.
Önceleri sadece iyi yönlerini
görüyordum. Ancak sonra hayat bana farklı yüzlerini de göstermeye başladı.
Sanki “Dikkatli ol!” diye beni uyarıyordu. Bu süreçte bazı insanlar hayatımdan
çıktı, bazılarıyla da daha samimi arkadaş olmaya başladık. Aylardır ufak tefek
sorunlar yaşadığım arkadaşımla bir orta yol bulduk sonunda.
İlk zamanlar Dilek ile her şey
yolunda iken bir şekilde
arkadaşlığımızda dengeler değişti ve biz iki zıt kişiye dönüştük. Onun
söylediği her şey bana batar oldu; benim söylediğim her şey de ona... Karaya
siyah dese itiraz edesim var idi, o derece zıtlaşmışım. Durumun onun için de
aynı olduğu apaçık ortadaydı.
Aynı projede çalışırken önce
onunla konuşmayı kestim ve yok saymayı denedim. Bu hem benim için hem de onun
için çok huzursuz edici bir dönemdi. Birini yok saymak ne kadar da ruhumu
yaraladı, şimdi anlıyorum. Bu yanlış davranışımın nerelere varacağını hiç
düşünmemiştim. Sonra “Böyle olmuyor, bari ona kendi davrandığı gibi
davranayım.” dedim. Kısasa kısas yani, ama bu da beni çok yordu. Bir şey
sorduğunda aynen onun bana davrandığı gibi ya cevap vermiyordum ya da
tersliyordum. Hiç benlik davranışlar değildi, ben benlikten çıkmış gibiydim.
Acaba ne yapsam da nasıl bu işin
içinden çıksam diye çok kafa yordum. Günler geçiyordu ama problem her seferinde
başka bir olayla iyice işin içinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Hatta dersimi
gelecek seneye bırakmayı bile düşündüm. Bütünüyle ortamdan uzaklaşmak belki
çözüm olur gibi geldi başta. Hatta denedim de… Ama bunun da anlamsız olduğunu
ve her problemde kaçmanın bir çözüm olamayacağını anlamıştım artık.
“Bir insanı nasıl değiştiririm?”
diye düşünürken aslında kimseyi değiştiremeyeceğimi de gösterdi bana hayat. En
nihayetinde her şeyi farklı olan iki insan illa iyi anlaşmak zorunda değildi, ama
önemli olan benden farklı olanı kabul etmek ve saygı duymaktı. Bir arkadaşım
“Eğer bir problemi çözmek istiyorsan o problemi öncelikle kabul ederek
başlamalısın sürece.” dedi. Bu söz, bu kabulleniş benim için hayatımda yeni bir
kapı açtı resmen.
Dilek ile farklı fikirlerimiz ve
tarzlarımız vardı, her şeyimiz aynı olamazdı, öyle değil mi? Bunu kabul
ettiğimde çok rahatladım. Artık ilişkimiz daha sakin ve saygılı bir arkadaşlığa dönüştü.
Şunu fark ediyorum ki ortamımı
ben belirliyormuşum tercihlerimle ya da vazgeçişlerimle. Gezmeyi çok seven ben,
kim çağırırsa evet diyen ben, şimdi hiç de böyle olmaması gerektiğini
biliyorum. Beni çağırmadılar diye üzülmüyorum artık; çünkü nereye çağırıldığım
ve ne için çağırıldığım çok daha önemliymiş bunu anladım. Gideceğim yer bana
fayda verecek mi, bana bir değer katacak mı buna bakmak bana büyük bir konfor
oldu.
Hayatı seçimlerimiz ve
vazgeçişlerimiz arasında ince bir çizgide yaşıyoruz…
Neyden vazgeçiyorsun ve neye
yaklaşıyorsun işte en önemli soru bu!
Doğru sorular doğru cevapları
getiriyormuş sevgili günlük...
İyi geceler :)
Neden,
Sıradışı bir ilmin,
Sıradışı keyiflerin,
Sıradışı ortamın,
Sıradışı ilişkin,
Ya da sıradışılarla ilişkilerin olsun ki?
Neden seninle ilişki kursunlar, sana değer versinler?
Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?
Hayatı seçimlerimiz ve vazgeçişlerimiz arasında ince bir çizgide yaşıyoruz…Gerçekten ne kadar da doğru...teşekkürler...
YanıtlaSildoğru soru sormak lazım doğru cevaplar için. yani cevap için doğru soru önemli
YanıtlaSildoğru sorular doğru yanıtlar........... sen değişirsen hayat değişir demişti biri... geçen gün bunun ispatını yaptım. Wallahi daha çok inandım. bu günlükleri yazan da bizden biri... dediklerine kulak vermek lazım. iyi geliyor.
YanıtlaSilÜniversite döneminde yaşadığım her problemden kaçabileceğimi düşündüğüm için ki kendime kızgınlığım. Ah keşke o zamanlar bilseydik ...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilGideceğim yer bana fayda verecek mi, bana bir değer katacak mı buna bakmak bana büyük bir konfor oldu bu ne güzel bi söz
YanıtlaSilVazgeçtiklerimizin bilinçli yapılabilmesi için amaca uygun olması için anlamlı yolculuk
YanıtlaSilKaleminize sağlık hocam🎀
YanıtlaSilDoğru sorular doğru cevapları getiriyormuş sevgili günlük... bu günlükten istiyorum ben de :)
YanıtlaSilİnsan ilişkisinde kendini doğru karşı tarafı yanlış sanıyor.
YanıtlaSilNeyden vazgeçiyorsun ve neye yaklaşıyorsun işte en önemli soru bu!
YanıtlaSilDoğru sorular doğru cevapları getiriyormuş…
Vazgeçmek istediklerimiz ve yakınlaşmak istediklerimiz hayat kalitemizi belirler.
Ne için neyi kurban ediyorum…
Emeğinize sağlık…
Aslında her seçimimizle zıttından da uzaklaşmayı seçiyoruz...
YanıtlaSilİnsan ancak kendi iç dünyasını değiştirirse dış dünyası da değişiyor... Bunu bilmediğimizde bize ait olmayan sırf o yapıyor o zaman ben de öyle davranayım dediğimiz davranışların içinde buluyoruz kendimizi...
YanıtlaSilÇok doğru “Ortamımızı biz kendi irademizle belirliyoruz” kime yaklaşmak istiyorsan ona benzeyeceksin, kimden uzaklaşıyorsan ona benzemeyeceksin… çok net ve anlaşılır ☺️👍🏻 Teşekkür ederiz kaleminize sağlık 🌿
YanıtlaSil