AYNADAKİ BEN
Aysun 1.68 boyunda ve 50 kiloda, dal gibi incecik bir kadındı. Öyle sert bir rüzgar eserse uçacakmış gibi görünürdü. O görüntüsüne rağmen yediği her şeyde kalori hesabı yapar, çok beğendiği bir yemek dahi olsa ikinci bir tabağı asla yemezdi.
Her sabah olduğu gibi o sabah da
ilk işi banyodaki aynada karnını içine çekerek kendisine bakıp tartıya çıkmak
oldu. “Bu sefer oldu sanırım. Şu fazla 2 kilomdan kurtuluyorum sonunda! O kadar
açım ki artık neredeyse dün hiçbir şey yemedim. Kesin vermişimdir.” diyerek
tartıya baktı. Ancak banyodan şöyle bir ses yükseldi. “İnanmıyorum, şaka mı bu!
Tamam bitti! Şimdi bir hafta boyunca şu şok diyetlerden yapacağım. Sadece
lahana çorbası ile kabak haşlaması yiyerek şu inatçı kilomdan kurtulucam. Yoksa
kafayı yiyeceğim artık!”
“Ne oldu hayatım? Yine neye sinirlendin?
Lütfen artık çıkma şu tartıya. Sen zayıfsın zaten. Bence bu kilo meselesini
kafana çok takıyorsun.” diyerek banyoya girdi kocası Buğra.
“Buğra git lütfen! Zaten sinirden
tepem artmış durumda! Baksana aynaya; yanaklarım şiş, göbeğim desen kocaman.
Moralim çok bozuk inan. Hiç bana sataşma lütfen!” derken gözleri ağlamaklı olmuştu
bile.
Kesin kabak yine benim başıma patlayacak
düşüncesiyle Buğra tam sıvışmaya çalışırken, Aysun çıkıştı; “Buğra ben kendimi zayıf falan
görmüyorum. Ayrıca sana da takıyorum. Baksana şu göbeğine! Aynaya yan bakmayı
denedin mi hiç?” İşte tam da bundan korkuyordu Buğra. Oklar onun üzerine
çevrilmişti bile.
Aysun kilo verdikçe daha bir sinirli ve duygusal oluyordu. Eskiye göre daha unutkan, dalgın biri olmuş çıkmıştı. Buğra, onun bu gelgitli hallerinden çok yorulmuştu. Artık pek fazla bir şey söylemiyor, elinden geldiğince özellikle konu kilo olunca eşinden uzak duruyordu.
Buğra 1.86 boyunda ve 117 kiloda,
yapılı, iri bir adamdı. Kilosu maalesef kas değil de yağ ağırlıklı olduğu için göbekli
ve hantal bir görünümü vardı. Ancak her ne kadar kilolu da görünse o bundan
rahatsız olmuyor, çevresinin bu konudaki uyarılarına da aldırış etmiyordu.
Çünkü aynaya baktığında
karşısında gördüğü adamdan memnundu. Biri göbeğine laf ederse “Göbeksiz erkek
balkonsuz eve benzer. Bu da Türk balkonu.” derken gururla elini göbeğine koyar
adeta onunla övünürdü.
Akşamları keyifle yediği onca
yemeğin ardından akşam televizyonunu açar, mutlaka atıştırmalık bir şeyler yer
öyle yatağa girerdi. Tabii saat 17:00’den beri bir şey yemeyen Aysun, kocasının
bu vurdum duymaz tavırlarından dolayı burnundan solumaya başlar sinirden kimi
zaman uyuyamazdı.
Zayıf olan açlıktan uyuyamazken, kilolu olan çok yediği için uyuyamazdı. Peki ama bu işte bir terslik yok muydu? Aysun da Buğra da aynı aynaya bakıyor ancak ikisi de kendilerini olduklarından farklı algılıyordu. Aysun’un kilo alarak, kocası Buğra’nın da kilo vererek kaslanması gerekiyordu.
İnsanlar çoğu zaman, kendi filtreleriyle
bakar hayata ve kendi isteklerine göre algılar gerçekleri. Kendilerine göre
çarpıttıkları gerçeklerle; olduğundan daha zayıf ya da kilolu, olduğundan daha
başarılı yahut başarısız, gerçektekinden daha güzel ya da daha kaslı, daha iyi,
daha daha daha… görebilirler. Oysa gerçek tam olarak öyle zannettikleri gibi değildir!
Gerçek herkese göre aynı olan, kişiye göre değişmeyendir. Sana göre, bana göresi
yoktur, tektir. Ancak filtreler kişinin gerçeklik algısını değiştirir.
Peki ama bu yanılgılarımızı nasıl
gerçeğe çevirebiliriz? Gerçek ile aramıza giren o bitmek tükenmek bilmeyen isteklerimizi
önce bir tanımlamaya başlayarak olabilir
mi, ne dersin?
Kendisine dev aynasında bakanlar demek ki zaten filtreli bakan insanlarmış. Öğrenmiş oldum. Teşekkürler👍🏻
YanıtlaSilİnsanlar hayata filtreleriyle baktıklarında ve isteklerine göre algıladıklarında, algıladıkları “gerçek” midir?
YanıtlaSilYazı için teşekkürler 🍀
Hep es geçtiğimiz, hem kilo almada hem vermede
YanıtlaSil, kritik noktanın kaslanmak olduğu vurgulanmış. Düşünmeye değer.
Emeğinize sağlık.
İsteklerimize göre büyüyüp küçülen filtreler, gerçeğin önüne geçiyor... elinize sağlık güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilGerçek ne dir? 🌸
YanıtlaSilFilitreler insanın gerçeklik algısını değiştirir. Ne kadar doğru bir söz…
YanıtlaSilFiltreler kişinin gerçeklik algısını değiştirir...
YanıtlaSil“İnsanlar çoğu zaman, kendi filtreleriyle bakar hayata ve kendi isteklerine göre algılar gerçekleri.” Kabul etmesi zor ama bir o kadar da doğru bir ifade. Gerçek ile aramıza girenleri azaltmak ümidiyle.
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌿 çok güzel bir yazı olmuş…
YanıtlaSilGerçektende gerçekler değişmez birdir tektir. İnsan kendi filtresine göre algılar ve aktarır… Zihnimizin Filtreleme sistemini bize hayatın içerisinde olan gerçek olayı bu şekilde anlatıp ve hatırlattığınız için teşekkür ederiz 🕊️
Gerçek kişiden kişiye değişmez ama isteklerimiz aşırılaştığında filtrelerimiz bizi yanılgıya düşürür.
YanıtlaSilFiltreler, tıpkı fotoğraflara uyguladığımız gibi, tek farkla, telefondaki başkasına, filtreler bize gösteriyor gerçeklerin çarpıtılmış halini. Kilo üzerinden ne akıcı bir anlatım, elinize sağlık 🌺
YanıtlaSilNe kadarda hayatın içinden, herkese hitap edebilecek bir yazı… 🌸 emeğinize sağlık
YanıtlaSilGerçeği algılamaya engel olan her zandan uzaklaşmayı dilerim
YanıtlaSilİnsan çoğu zaman yanılgıda gerçeği görebilmesi için bilinç açıklığı gerekiyor.
YanıtlaSilHer şeyin başı istekler ... Filtreleri kalınlaştıran gerçekle aramıza set ören ne yaparsa aslında insan kendi kendine yapıyor ilimle gerçeğe ulasanlardan olmak üzere 💪
YanıtlaSilTemel yanılgılarımız var, doğru olanı görebilmek nasip olsun inşALLAH
YanıtlaSilİnsan bu dünya hayatı boyunca gerçeği hiçbir zaman %100 tam algılayamaz. Mutlaka filtrelerden geçirir. Oysa hayatı ne kadar filtresiz gerçek algılarsak o kadar başarılı oluruz. Hayatta filtrelerimizi incecik inceltmek niyetiye duasıyla
YanıtlaSil"Insanlar çoğu zaman, kendi filtreleriyle bakar hayata ve kendi isteklerine göre algılar gerçekleri. "
YanıtlaSil''Gerçek ile aramıza giren o bitmek tükenmek bilmeyen isteklerimiz.''
YanıtlaSilÜzerine düşünülmesi gereken güzel bir yazı..