SAVAŞIN GÖLGESİNDE # 8 – YENİ YIL

SAVAŞIN GÖLGESİNDE # 8 – YENİ YIL

İSTANBUL

“Bir gözünüz ateşte olsun aman ha sakın sönmesin!” diye seslendi Sena. Bir yandan misafirler için sofrayı hazırlıyor,  öte yandan da evdekilere ne yapmaları gerektiğini söylüyordu. Her yılbaşı Sena bütün sevdiklerini toplar ve büyük bir ziyafet verirdi.

YENİ YIL

Bu yılbaşında da sofrada bir şey eksik olmaması için titizlikle tüm hazırlığını öncesinden yapmıştı.

“Şömineye bakıyorsunuz değil mi? Misafirlerimizin üşümesini istemiyorum.” diye ara ara hatırlatmalar yapıyordu. Sena soğuğu hiç sevmiyor, bu yüzden de evini sıcacık tutuyordu.

“Anne bak bu süsleri misafirlere vermek için yaptım. Nasıl buldun?” diye küçük kızı odasından koşarak geldi.

“Sıla, kızım sana kaç kez çıplak ayakla yere basma demedim mi? Koş odana çoraplarını giy!” diyerek süslere bile bakmadan kızını terslemişti.

“Anneciğim üşümüyorum ki evimiz çok sıcak, hem çorap giymeyi de sevmiyorum.” diyerek kızı odasına gitti.

O gün ev yine çok kalabalıktı, Sena gelen iltifatları bir bir karşılıyordu. Herkes evin güzelliğinden, sofranın çeşitliğinden bahsedip duruyordu.

YENİ YIL

Her yılbaşında yaptıkları bir ritüelleri de vardı. Akşamın ilerleyen saatlerinde ellerine birer kağıt alıp, yeni yıldan beklediklerini yazıyorlardı. Kimisi lüks bir araba veya lüks bir ev, kimisi sağlık, kimisi huzur, kimisi ise sadece para yazıyordu. Bir önceki sene yazdıklarına bakıp hangileri gerçekleşmiş diye kontrol ediyorlardı.

Sena ise “Amaan canım, benim bu yıldan beklentim yok. Zaten ne istesem olmuyor!” diyerek bu ritüel faslını kendi için kapatsa da, diğerleri için durum farklıydı. Gece böyle devam etmiş yeni yıla coşkulu ve bol beklentili bir giriş yapmışlardı.


451. gün - DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE ZULMÜN YAŞANDIĞI O ŞEHİR

“Bir gözünüz ateşte olsun aman ha sakın sönmesin!” diye seslendi Leyla çocuklarına. Gün boyu ateş yakabilmek için odun ve çöp parçaları toplamış, yorgun düşmüştü. Güç bela ıslak da olsa ateş yakabilmeyi başarabilmiş şimdi de sönmemesi için uğraş veriyordu.  

Çocuklar ise ayakları çıplak bir şekilde oradan oraya koşturuyorlardı. “Ayaklarınıza çorap giyin!” demek çok isterdi; ama giyecek pek de bir şeyleri yoktu. Yine de bunu kendilerine hiç sorun etmiyor, çöpten buldukları poşetlerden yapma top ile oyunlarını oynuyorlardı.

YENİ YIL

Zulmün üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmişti. Uyandıkları her yeni gün için beklentileri ise birkaç odun parçası bulabilmek, ıslak olmayan bir yerde uyuyabilmekti. Böylesi bir atmosferde nasıl hala ümitvâr olunabilirdi ki? Hepsinde ise ortak özellik, her yeni güne ümit dolu, güçlü ve dimdik başlayabiliyor olmalarıydı.

Birkaç gün önce yan çadırdaki Sile bebeği soğuktan kaybetmişlerdi. Onlar için üşümemek, biraz sıcak bir yerde oturabilmek yeter de artardı bile!

Her yılbaşı aynı gündem! Yeni yıl ve beklentiler… Kimileri içinde bulundukları konfordan bihaber daha fazlasının derdinde... Kimileri ise imkansızlıklar içinde sadece zulmün bitmesi ümidinde...


Neden,

Sıradışı bir ilmin,

Sıradışı keyiflerin,

Sıradışı ortamın,

Sıradışı ilişkin,

Ya da sıradışılarla ilişkilerin olsun ki?

Neden seninle ilişki kursunlar, sana değer versinler?

Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. Kaleminize kuvvet...

    YanıtlaSil
  2. Konforu olunca insan nasıl da şımarıyor... Ne kadar basit şeyleri ne kadar da gündem ediyor hayatında..

    YanıtlaSil
  3. İstekler yeni bir isteğe yol açıyor. İstekler olduğunda orada ne kadar payın var? Ne kadar bedel ödedi de oldu? Gerçekten ihtiyaç mi? Ve yetinmeyi biliyor olunsa başkalarının ihtiyaçlarina da faydası olurdu bu insanoğlunun. Ama neyin ne kadar farkındayız ?

    YanıtlaSil
  4. Beni bir kez daha kendime getiren bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık 🤍🦋

    YanıtlaSil
  5. O ateş bize de dokunacak ne yazık ki. Duyarsızlığımızın derecesi ölçüsünde...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder