O İŞ BENDE!

O İŞ BENDE!

Güliz sabah çok erken kalkmış yola koyulmuştu. İşyeri evine uzak olduğu için sabahları erkenden kalkar birkaç aktarma yaparak işyerine ulaşırdı. Ofistekiler bu kadar yolu nasıl şikayet etmeden geldiğine çok şaşırıyorlardı. “Biz on dakikalık yola bile söylenerek geliyoruz, nasıl her gün tek kelime bile etmeden tam saatinde burada oluyorsun?” Güliz ise sadece tebessüm edip işine devam ediyordu. 

O İŞ BENDE!

Ofiste herkesin belirli bir görevi vardı. Kimse görevinin dışına çıkmıyor fazladan bir iş yapılması gerektiğinde oralı olmuyorlardı. Güliz ise kim yardım istese yapar, herkesin kaçtığı tüm işlere “O iş bende!” derdi.

İş yerinde bazı dönemler bu dengeler aksi yönde değişirdi. Yıl sonu geldiğinde tüm yıl boyunca işten kaçan ekip arkadaşları iş yapıyormuş gibi görünmek adına tüm işlere “O iş bende!” diyerek atlarlardı. Bu dönemler herkes için daha yoğun geçerken Güliz için ise rahat geçerdi. Çünkü bir aylığına da olsa herkes sorumluluk alırdı. Kendilerinden daha çok Güliz’in işten çıkmasını hiç istemezlerdi, öyle ya senenin on bir ayı nasıl rahat geçecekti yoksa… 

O İŞ BENDE!

Bir gün eski arkadaşı Beyza ile görüşen Güliz, ailesinden ve iş hayatından bahsettiği sırada Beyza; “Daha ne kadar böyle devam edeceksin Güliz? Gelen geçen her zor işi sana yüklüyor. Görüşeceğimiz zamanlarda bile sen yorulma ben seni işinden alırım diyorsun. Seni sevmesem benim de çok işime gelecek bir durum ama sana kıyamıyorum. Kendini neden bu kadar ezdiriyorsun ki?”

Güliz bu tarz söylemleri hayatında sıklıkla duyuyordu. Dışardan bakıldığında evet haklı olabilirlerdi ancak ona bu durum düşündükleri kadar zor gelmiyordu ki. Görev dağılımı sırasında diğerleri gibi uyanıklık yapıp en kolay işleri seçmek yerine, kimsenin seçmediği işin ona gelmesini bekliyordu. Bu durum ona keyifli bile geliyordu. “Bu defa beni hangi macera bekliyor bakıp göreceğiz.” diyordu.

Sonunda herkesin beklediği yıl sonu gelmiş işyerinde terfiler konuşulmaya başlamıştı. Güliz beş senedir aynı şirkette çalışıyordu. Çok belli etmese de içten içe bir terfi bekliyordu. Görüşmesi sırasında yöneticisinden işlerle ilgili sorumluluğu çok fazla üzerine almadığını daha fazla öne çıkması gerektiğiyle alakalı bir geri bildirim aldı. Hiçbir zaman yaptıkları yüzünden takdir beklemiyordu. Sadece emeklerinin bu derece görülmüyor olması canını sıktı. Ailesi de “Bu kadar iş yaptığını söylüyorsun, baksana senden sonra girenler bile terfi aldı. Sen hala aynı seviyede kaldın. Biraz başkalarının işine değil de kendi işine koştursaydın şimdiye müdür olmuştun.” diyerek desteklerini(!) Güliz’le paylaştılar.

O İŞ BENDE!

Güliz aradan  birkaç yıl geçmeye kalmadan, hırs yapmış bir ekip arkadaşının tuzağıyla işinden oluvermişti. Bu haksızlığın üzerinden çok değil birkaç ay geçtikten sonra Güliz’e işten ayrılan eski bir yöneticisi tarafından yurtdışından bir iş teklifi gelmiş ve Güliz de kabul etmişti.  

O yeni hayatına başlayadursun evde ve eski iş yerinde tüm dengeler çoktan karışmış, herkes “Bu kadar işi nasıl yapacağız?” diye kara kara düşünüp çözüm arayışına başlamıştı. Güliz tarafında ise işler gayet yolundaydı. Şimdi istediği şehirde yine sevdiği işi yapıyordu. Dönüp baktığında hiçbir aldığı fazla sorumluluktan pişman değildi. Çünkü biliyordu ki iyiliğin karşılığı iyilikten başka değildi. Hayatta ortaya konulan hiçbir emek boşa gitmezdi.

İnsan bu hayatta bir yerlerde sorumluluk almaktan, o ortamın deyim yerindeyse “enayisi” olmaktan kaçınır. Çünkü o an o işten kaçıyor olmak ve anı kurtarmak kârlı görünür. Dönüp bakıldığında ise o iş daha da büyümüş bir şekilde bize geri döner. Zıttında da bir sorumluk ne kadar erken alınırsa, insana bir o kadar adım attırır. Ancak bu gerçeği görmek herkesin harcı değildir. Görünenle gerçek arasındaki perde ancak onu kaldıracak emeklere sahip olanlara aralanır...


Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır…

İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder…

Dolayısıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur…

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. Tam da hayatımızın içinden, iş hayatında sürekli karşılaştığımız sahneler... Ne güzel kaleme alınmış. Bu faydalı ve hoş yazı için teşekkürler. Kaleminize sağlık... :)

    YanıtlaSil
  2. Emeğinize sağlık… günümüzde insanların çoğu kestirmeden gitmeye çalışıyor en iyiye… oysa iyiyi hak etmek ancak insanın emekleriyle alakalı…

    YanıtlaSil
  3. “Görünenle gerçek arasındaki perde ancak onu kaldıracak emeklere sahip olanlara aralanır...” ne kadar hikmetli bir cümle… emeğinize kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Çok güzeldi 🙏🏻 hakkımız Allah tarafından korunuyor işte, belki beklediğimiz şekilde veya yerden gelmez, ama başka bir suretle bizi bulur.

    YanıtlaSil
  5. Farkındalığı yüksek insanlar için yardımseverlik olarak kabul gören bu davranış kalbi ruhu çürümeye yüz tutmuş insanlar tarafından salaklık olarak indirgenebiliyor.Karşımda olsa Gülize bırak herkes kendi pisliğinde, kendi kötü düşüncelerinde boğulsun sen iyi niyetinden yardımseverliğinden hiç bir zaman vazgeçme derdim çünkü kalbi iyi olanın yolu hep zor oluyor ama o yolun sonu hep çiçek bahçesine çıkıyor:)Şunuda not düşmek istiyorum Fedakarlık aslında başkaları için yaptıklarımız değil kendimiz için yapamayıp vazgeçtiklerimizdir o yüzden içimizdeki bu yardımseverliği ve fedakarlığı kendimize göstermeyi unutmadan başkalarına iyi gelmeye çalışalım…

    YanıtlaSil
  6. Emeklerinize sağlık, günümüzün yaygın bir problemine "farklı" bir bakış açısı...

    YanıtlaSil
  7. Ne güzel insanın bir amaç için yaşayıp bu yolda dik yürüyebilmesi. Sağın solun sözüne bakmadan ne yaptığını bilerek karşılığından emin olarak yürümek. Çok güzel..

    YanıtlaSil
  8. iyiliğin karşılığı iyilikten başka değildi. evet öyle ama karşılık da öyle hemen ve senin istediğin gibi de gelmiyor haberiniz olsun biraz sabır lazım :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder