DERDİM NE?
Gökyüzü bulutlarla dolu, hava da henüz aydınlık değildi. Biraz sonra ise yağmur ve rüzgarın sesi gelmeye başladı. Hava sıcak diye yatarken açtığı camdan esen rüzgarla yatağında irkildi Sevda.
Nasıl hava böyle birdenbire bu kadar soğudu diye düşündü.
Tıpkı iş yerinde şu sıralar yaşadığı şeyler gibi. Her şey ona göre iyi ve
istediği gibi giderken hem işte hem de özel hayatında anlayamadığı problemlerle
baş etmek zorundaydı şimdi.
Etrafındaki insanların söyledikleri de canını sıkıyordu.
“Çok çalışıyorsun. Bu kadar çalışmanın ne gereği var?
Yüzünü bile şöyle rahat rahat göremiyoruz artık.”
“Herkes çalışıyor ama senin gibi değil.”
“İnsan ailesine bile zaman ayıramıyorsa, o işten hayır mı
gelir?” gibi her kafadan bir ses çıkıyor, her tanıdığından bir
eleştiri alıyordu.
“Bu denli aynı konuda eleştiri alan insan bir yerlerde
yanlış yapıyor olmalı ama ne?” Bu sorular aklını fazlaca kurcalıyordu
Sevda’nın.
İnsan yanılır da yanıldığını nasıl anlamazdı ki?
İşe başladığı yıllarda öğrenmeye karşı çok hevesliydi.
İşin başında çok çalışıp bir zaman sonra ise yönetici oldu. İnsan ‘daha iyi
olmak için’ daha çok çalışıp kendini sürekli geliştirmeli diye düşünüyordu.
Daha iyi olmak adı altında zamanla başkalarının yapması
gerekenleri de yapmaya başlamıştı. Onların yaptıklarını beğenmiyor ve öğretmek
yerine kendisi yapmayı tercih ediyordu. Alınan olumlu sonuçlarda adının geçmesi
ise zamanla en büyük isteği haline gelmişti. Bunların sayısı arttıkça fark
etmeden hayatı gitgide işinden ibaret oluvermişti. Bu tutumu, altında çalışanları da ister
istemez tembelliğe itiyordu. Kendisi ne kadar yoruluyorsa
çalışanların da bir o kadar canı sıkılıyordu iş yerinde. Bu dengesiz görev
dağılımı iş kalitesini de olumsuz etkiliyordu haliyle. Sevda ise onların nasıl
bu kadar beceriksiz olduklarından şikayet etmekten gerçek nedeni göremiyordu.
Bir süre sonra iş hayatındaki bu yoğunluk özel hayatını da olumsuz etkilemeye başladı ki çevresindeki herkes bir bir uzaklaşmaya başlamıştı.
Daha iyi olmak, yaptıklarının miktarını arttırmak değilmiş oysa. İnsan yaptığı şeyi daha çok yaparak daha başarılı olacağını zanneder. Maalesef ki bu insanoğlunun en büyük yanılgılarından sadece birisidir. Kişi tüm gücünü ve odaklanmasını bir yerde topladığında elbette o konuda marifetlenir. Ancak bir sınır var ki orası aşıldığında işler değişir. Peki o sınır nedir? Kişi dengeleri bozan sınırlara yaklaştığını nasıl fark eder?
İnsanoğlu ilişkileri, kariyeri, ticareti, ekonomisi, evlilik-çocuk
süreçleri, sağlığı, beslenmesi, sporu, hobisi ve daha nicesinde önce kıvamı
yakalayabilmeli ki hem oluşturduğu sebeplerle hem de elde ettiği sonuçlarda
yüzü gülebilsin.
Derdimiz daha faydalı ve keyifli bir “yol inşa etmekse” bu
ancak sonunda vardığımıza değecek bir yer için yapılır. Öyle değil mi? Kararlarımızla
inşa ettiğimiz bu yol ise bizi varmak istediğimiz adrese götüren araç, yani bir
basamaktır sadece.
O halde iş insanoğlunun seçimlerinde!
Ya basamakta takılı kalacak kadar kıvamı bozmak…
Ya da tadına vararak, beni istediğim adrese ulaştıracak yolun
sonuna varmak…
İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Kıvamı yakalayabilmek🌺
YanıtlaSilKıvamı yakalayabilmek
YanıtlaSilMiktarı arttırıp alacağımız ulaşacağımız sonucu maksimum bekliyoruz.
YanıtlaSilNe güzel bir yazı..
Kaleminize sağlık :)
Ne büyük anahtar kıvamı yakalayebilmek. Çok kapılar kilitleyip, çok kapılar açıyor. İnşALLAH yakalayabilenlerden oluruz. :)
YanıtlaSilDemek ki kıvamı bozunca karşımızdakinin yapması gerekenleri de biz yapmaya başlıyoruz.
YanıtlaSilEn büyük yanılgımız bu değil mi zaten? Miktarı arttırınca herseyin daha güzel olacağına inanıyoruz. Her seferinde elde ettiğimiz sonuç tam zıttı olmasına rağmen neden hala ısrar ediyoruz ki? Israrın dozunu arttırınca olumlu sonuç alacağımıza da mı inanıyoruz yoksa?
YanıtlaSilYapıp ettiklerimiz dengede olunca anlamı oluyor. İnsan hangi davranışında aşırıya gitmeye başlıyorsa orada sorunlar başlıyor. İyi bir şey yapıyor olsa da sonuçta sıkıntı yaşayacağı durumlarla karşı karşıya kalabiliyor.
YanıtlaSilKıvam ustası hayatının en büyük konforunu bulmuştur...
YanıtlaSilHayatta herşeyin bir kıvamı var. Kıvamı kaçırdığımızda faydalı olan zarar verir hale geliyor. İnsan kıvamlı olunca yaşantısı da çeşitli oluyor...
YanıtlaSilKaleminize sağlık hocam🌺
YanıtlaSilKaleminize sağlık :)
YanıtlaSilKıvam ne büyük bir denge değil mi 😊
YanıtlaSilBüyük dert edinenlerin küçük dertleri azalırmış :)
YanıtlaSilEmeğinize sağlık…gerçek başarının ne olduğunu anlatan çok güzel bir yazı olmuş…
YanıtlaSil