DÜĞÜM MÜ? ÇÖZÜM MÜ?
Hastane odasında doktor onayını
beklerken Selin’in on beş aylık süreci geçti gözünün önünden. Halbuki hiç böyle
hayal etmemişti. Sonunda bugün hastaneden taburcu oluyordu. İlk gün, nasıl
heyecanla buraya geldiğini düşündü. Neler neler yaşamıştı hastane
koridorlarında…
Selin fazla kilolarından oldum
olası muzdaripti. Yemek yapmayı da yemeyi de seviyordu. Beş yaşından beri
mutfak onun evcilik oynadığı mekandı. Ancak
ergenliğe girdikten sonra işler değişmiş, iştahı daha da artmıştı. Televizyon
karşısında cips ve çeşitli asitli içeceklerle dizi seyretmeye bayılıyordu. Mutfağa
sadece istediği tatlıyı yapmak için girmeye başladıkça daha da kilo aldı. Yirmi
yaşında bir genç kızdı ama 120 kilo olmuştu.
Görüntüsünü kenara koyacak olsa,
rahatsızlıkları rahat vermiyordu. Karaciğer yağlanması problemi ikinci seviyeye
ulaşmıştı. Tiroidi ise az çalışıyordu, şu haşimato denilen hastalık da tedavi
listesinin başını çekiyordu. Dolayısıyla iki dakika iş yapsa kan ter içerisinde
kalıyordu. Yaşam kalitesi yerlerdeydi, bu da Selin’i daha gergin, depresif ve
tepkisel hale getirmişti.
Bunun tek çözümünün ameliyat
olduğunu düşünüyordu. Diyet ve sporla uğraşmak egosuna çok ters geliyordu. Çünkü
hemen sonuç almak istiyordu. Bu düşünceler onu buralara kadar getirmişti. Her
şey güzel olacak, yazı istediği bir bedende karşılayacaktı. Ailesi diyete ve
spora yönlendirmeye çalışsa da o bunları dinleyecek durumda değildi. Ameliyatla
ilgili görüşmeler de olumluydu. Genç olduğu için ameliyat sonrası toparlanma
sürecinin de kolay olacağı söylenmişti.
Sonunda heyecanla beklediği
ameliyatı olmuştu. Ameliyat sonrası bir haftalık süreçten sonra normal yaşamına
dönmeyi hayal etmişti. Bu geçmeyen bulantılar da neyin habercisiydi? Ameliyat
sonrası çok sıkı diyete girmek zorunda kalmıştı. Çünkü fazlasını zaten vücudu
istemiyordu. Sırf o bulantıyı yaşamamak için yemek de istemiyordu artık. Doktor
az miktarda yemesi ve bunu sporla desteklemesi gerektiğini söylemişti. Ve bunu
yaşam stili haline getirmesi gerekiyordu. Yoksa tekrar eski haline dönebilirdi.
Şimdi bunlar da neyin nesiydi?
Tüm bunları yapmamak için ameliyat olmak istemişti zaten. Aslında operasyon
öncesi de bunlar konuşulmuştu ama Selin bunların hiçbirini duymamıştı. Onca acı
çekmiş, onca zahmete girmiş, masraflar etmişti ama işler hiç hayal ettiği gibi
gitmemişti. Şimdi onu bekleyen esas serüven başlamıştı...
İnsanoğlu mutlu, başarılı, zengin,
güzel veya yakışıklı olmak ister ama bunu ne için yapmam gerekiyor diye
düşünmez. Hemen sonuç görmek ister. Yıllarca aldığı kilolardan bir anda
kurtulmak ister. Bunun için çaba sarf etmek istemez ve kestirme yolları tercih
eder. Oysaki kestirme yol en uzun yoldur.
Bizler hayatımızda problemlerimize
esaslı çözümler bulmak yerine kestirmeden gitmek isteyince ayağımıza çalılar
dolanır, olmadık çukurlara düşeriz. Birkaç spor hareketi ve düzenli diyet hedefimize
giden yolda başarının anahtarı olacakken sabırsızlıkla yaptığımız hamleler bizi
çıkmaza sürükler. Bi’ bakarız ki çözüm sandıklarımız düğüm olmuş.
Şimdi ise zaman bizi oyalayan ve yoran
düğümlerle vakit kaybetme değil, kalıcı çözümün ipini tutma zamanı! Sence de
öyle değil mi… Sağlık ertelenmeye gelir mi hiç?
Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır…
İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder…
Dolayısıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur…
Kestirme yol her zaman zor...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık…insan nasıl da her şeyde kolayı değil çok çok kolayı istiyor… aslında çok kolay, çok zor olan…
YanıtlaSilEmeğinize sağlık🌺
YanıtlaSilİnsanın en büyük problemi her şeyi ister ama bedelini ödemekten hep kaçar...kaleminize sağlık ...
YanıtlaSilÖnümüzdeki taşlara bakıp başka yollara sapmak yoldan çıkarıyor insanı. Oysa öngörebilse toplamadaki taşları ona göre bir rota çizecek kendine...
YanıtlaSilÖnümüzdeki taşlara bakıp başka yollara sapmak yoldan çıkarıyor insanı. Oysa öngörebilse toplamadaki taşları ona göre bir rota çizecek kendine...
YanıtlaSilYolun sonuna harcadığımız bilinci daha çok vakit geçirdiğimiz yola harcasaydık nasılda süreçler kolaylaşırdı.
YanıtlaSilEgomuz rahata en hızlı yoldan ulaşmak istiyor malesef evet ve yiyerek aldığımız kiloları yine yiyerek nasıl verebiliriz diye düşünmeden edemiyoruz. Kestirme yola gerek yokmuş yani.
YanıtlaSilAslında çevremiz tarafından bize bir çok şey duyurulur ama biz yine de bildiğimizi okuruz. Bedelini de bu şekilde çıkmaza girerek ağır öderiz. Gerçekten bunu yaşayarak deneyimlemek zorunda mıydı yani? Çevresine sorarak çözüme ulaşamaz mıydı? Düşündürücü bir yazı. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilİnsan yaptığı yanlışın doğrusunu yapmadan ondan kurtulması imkansız gibi...
YanıtlaSilOysaki kestirme yol en uzun yoldur. ♥️
YanıtlaSil