Lokumlu Teşekkürler

 Lokumlu Teşekkürler

“Katya! Kime diyorum doğru dürüst süpür şuraları! Bak yine olmayacak yere girmiş çıkamıyor, hay Allah’ım ya…”

“Noluyor ya…” diye gözünü ovuştura ovuştura yatağından doğrulan Hakan içeri doğru seslendi.

“Kızım yine mi robotla kavga ediyorsun sen, yaranamadı gitti sana şu ev aletleri, buzdolabını açık bırakıp ötünce onu fırçalarsın, çamaşır bitince anladık diye onu terslersin, hayır ne yapsınlar sana daha?”

Lokumlu Teşekkürler

“Hakan sen de bir dur Allah aşkına, bir işin ucundan da tutmadın zaten, koli yapmaktan kolum koptu, tayinine kaldı 10 gün sen hala yat!”

“İnsaf ama ya, nöbetten çıktık kızım hiç mi acıman yok? Az uyuyayım geliyorum…”

Sabah sabah günlük şikâyet dozunu doldurmuştu Figen. Taşınma telaşı sardıkça iyice gerginleşmişti. O sırada çalan kapıya doğru oflaya oflaya gitti, bir sen eksiktin dercesine. Görünen o ki bugün şikâyet zehirlenmesi günüydü. Normalde yere göğe iki lafının tavrının biri atar-giderken, bugün artık alev püskürten ejderhalar yanında masumdu neredeyse.

Gelen alt komşusuydu, koca bir tabak pişi yapmış “Kokmuştur diye getirdim.” deyip gitmişti. Yaranabildi mi peki Figen’e? Ne mümkün! “Ayy yağlı yağlı hamur, bakarken daha damarlarım tıkandı” diye söylenirken Hakan “Off o ne güzel koku, ne pişirdin?” diye geldi yanına. “Aman al ye Hakan, iki saattir yardıma gelmezsin, pişinin kokusuna al, hemen damla mutfağa!”

Lokumlu Teşekkürler

“Gelmez miyim yaa, aa ama bu Ayşe Teyze’nin pişisi değil mi? Ya hiç kıyamaz bak hemen getirmiş. Gece nöbetteyken geldi, torunu hastalanmış, lafını etmiştik sabahına yapmış kadın, pess!” Figen iyice gerilmiş, bir de tabağını geri götüreceğiz hanımefendinin diye içinden geçiriyordu. Bir taraftan da gürültü yapa yapa paketliyordu eşyaları.

“Figen bir şey diyeceğim ama kızacaksın yine.” Figen ne var Hakan bakışını attıktan sonra “Bak zaten taşınıyoruz, giderken bari güzel ayrılalım, az yavaş toparlanalım ses çıkmasın, ne biliyim işleri kolaylayınca bir iki lokum kurabiye bir şey alıp insanların gönlünü alalım? İyi kötü hakları geçti bize, ha?”

Hakan zorlu bir çocukluk geçirmiş ama kalabalık bir mahallede aile gibi büyümüş bir öyküyle, Figen ise rahat bir çocukluğun ardından şatodan hallice ama insanlardan uzak bir evden gelen öyküyle aynı çatı altına girmiş iki insandı. Figen’in şımarık hallerini tolere etmeye çalışırken, birkaç güne ayrılacakları Ankara sayfasını güzel kapatmaktı isteği.

Lokumlu Teşekkürler

Ömrü boyunca ayrıldığı yerden güzel ayrıldıkça, bitirdiği öyküleri keyifle kapattıkça yeni kapıların da gıcırdamadan açıldığına şahitti. İstiyordu ki bu apartmandan da, bu şehirden de öyle ayrılsınlar. Ancak Figen için atladığı şey şuydu ki, hikayenin ortaları şikayet yüklü oldukça, o kapı kapanırken gıcırdayacak.

“Güzel yaşanmışlıklar, güzel ayrılıklara gebedir. Acı olur, dert olur ama ağzımızın tadını bozan şey bunlar değil de… Olaylara tepkimiz olunca, bolca şikayet edilen bir yolun sonunda da pişiye karşılık teşekkürler, lokumlu Allahaısmarladıklar biraz  zor gelir.” diyerek Hakan iç geçirdi.

Oysaki ömür bitmedikçe hiçbir son son değil, her biri bir sonraki hikâyenin kapısı. Mesele kapıya nasıl vardık? Lokumlu, kurabiyeli şükürlerle mi, Katya’sı olan evdeki gibi şikayetlerle mi?

 

İnsan hakkını arar, ömrü yettiği kadar…

Eylemleri de bu isteği kovalar...

Oysa hak eden olmak, hakkını aramaktan daha değerli değil midir?

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. Eline sağlık çok güzel olmuş yazı çok doğal çok gerçekçi hayatın içinden. İnsan şikayet ettikçe problemin içinden çıkamıyor. Şükürlü Olmak, Teşekkür edebilmek hayata karşı problemlere karşı çok daha kolay çözüm bulmamız Sağlıyor.

    YanıtlaSil
  2. Kendime bir çeki düzen daha veresim geldi. :) Kaleminize sağlık....

    YanıtlaSil
  3. Ne ekersen onu biçersin:)

    YanıtlaSil
  4. Ellerinize sağlık :) gerçekten gerçek öyküler, kapıdan çıkarken selamını almayıp, selam vermeyen komşular.. ama bir olumsuzluk olduğunda kapına dayanırlar :) e peki bu nereye kadar? 😔 Bu nedenle bir tebessümün veya bir teşekkürün anlamı çok büyüktür hele ki böyle bir zamanda.. Kimsenin kimseyi dinlemediği, anlamadığı zamanda ..

    YanıtlaSil
  5. Ellerinize sağlık :) gerçekten gerçek öyküler, kapıdan çıkarken selamını almayıp, selam vermeyen komşular.. ama bir olumsuzluk olduğunda kapına dayanırlar :) e peki bu nereye kadar? 😔 Bu nedenle bir tebessümün veya bir teşekkürün anlamı çok büyüktür hele ki böyle bir zamanda.. Kimsenin kimseyi dinlemediği, anlamadığı zamanda ..

    YanıtlaSil
  6. Her son yeni bir başlangıçtır....
    Mutlu sonlar mutlu başlangıçlara gebe🌸

    YanıtlaSil
  7. Herşeye şükür teşekkür 🤲🤲🤲 mutluluğun sırrı ☺️

    YanıtlaSil
  8. “Ömrü boyunca ayrıldığı yerden güzel ayrıldıkça, bitirdiği öyküleri keyifle kapattıkça yeni kapıların da gıcırdamadan açıldığına şahitti.”
    Gerçekten öyle mi diyenlere: evet biz kapıları suratlara çarpa çarpa ayrılıp gidiyoruz. Zannediyoruz ki yeni kapıları açtığımızda karşımıza daha iyileri çıkacak… Şu an elindekini beğenmiyorsa insan, karşına katya gibi son model robot da gelse lokum gibi pişi de gelse hiçbiri insanı memnun etmeye yetmiyor.

    YanıtlaSil
  9. “Güzel yaşanmışlıklar, güzel ayrılıklara gebedir. Acı olur, dert olur ama ağzımızın tadını bozan şey bunlar değil de… Olaylara tepkimiz olunca, bolca şikayet edilen bir yolun sonunda da pişiye karşılık teşekkürler, lokumlu Allahaısmarladıklar biraz zor gelir.”
    Ne kadar anlaşılır ve öz olmuş. Emeğinize sağlık🤍

    YanıtlaSil
  10. Nasıl bir kısır döngünün içine girdiğini farketmez insan. Şikayet ettikçe şikayet edeceği kişiler ve olaylarla karşılaşacağını bilmeden..

    YanıtlaSil
  11. Şikayet gerçekten insanın ilerlemesini kesiyor. Oysaki problemin çözümünü görebilse çıkış kapısını da bulacak. Çok güzel bir yazı. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  12. Çok doğru, hayata öyle de geçer böyle de. Nasıl geçtiği çok önemli

    YanıtlaSil
  13. Öyle içselleştirdim ki yazıyı adama üzüldüm resmen:) Kapıyı güzel kapatırsak bir sonraki kapının gıcırdamayacağını bilmek ne büyük konfor. Çok teşekkürler bu güzel yazı için. Yazanın ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  14. Lokum gibi anlatılmıs masALLAH

    YanıtlaSil

Yorum Gönder