Kördüğüm Aloevera
Eskiden
yaptıkları kahvaltılarını anlatıyorlardı birbirlerine… Sabahın erken 5.00’inde
uyanıp, güne hep beraber başlamalarını…
“Annem
sabah erkenden kalkar, aman oğlum, kızım kahvaltısını yapmadan okuluna-işine
gitmesin,” diye başlarmış hazırlığına. Az bile olsa oturup o kahvaltı yapılır
ve herkes öyle işe gidermiş…
Ben
bu sahnelerin hiç birine şahit olmadım. Yaşım yetmedi. Hepsi evlenmiş gitmişti
ben o ailenin küçüğü miniğiyken. Ortadaki kahvaltı masasını toplamış
kaldırmışlardı ben yetişemeden, ne vardı beni de bekleselerdi… Şimdi artık
ağabeyim & ablamlar yeni aileleriyle farklı bir düzenlerini kurmuşlardı.
Tabii
bir olabilmenin avantajları olduğu gibi dezavantajları da yok değildi. Bitmeyen
tuvalet kuyrukları, sofradan bazen aç kalkmalar, “Odanı niye dağınık bıraktın?” çıkışları…. Hepsini
anlatırlar bir anı olarak…
Bir
olabilmek….
İnsanın
emeği birbirine ne kadar geçerse, bağ o kadar sıkı oluyor.
Günümüzde
ise kahvaltıyı bırakın, oturup sohbet etmek bile hayatın içinde külfet gibi
geliyor.
Neden?
Çünkü
zaman çok hızlı geçiyor ve para kazanılması gerekli….
Neden?
Çünkü
herkesin kendi işi var, işiyle ilgilenmesi gerekli.
Peki o zamanlar da para kazanmıyorlar mıydı? Ne değişti ki?
Yatağında
uzanmış, tüm bunları aklından geçirirken Zeliha, geçenlerde elini attığı
aleovera geldi gözünün önüne. Hemen doğruldu yatağından…
Bunlar
ne kadar çoğalmış, birbirlerine geçmiş, gürleşmiş. Kördüğüm gibi birbirine kaynaşmışlar
adeta yer kalmamıştı. Ayırmaya çalıştı, ancak narin elleri aleovera yaprakları
arasında sıkışıp kaldı. Bu ikinci saksıydı, o da eski aleoveradan bambaşka bir
aloeveraya dönmüştü.
Hemen
yandaki saksıya gözü ilişti, “Zavallı çiçek!” diye geçirdi içinden. Solmuş,
verimsiz, kendinden geçmiş bir hal almışlardı. Eskisi gibi pıt pıt yavru veren
şimdi vermez olmuş, o bereketi doğurganlığı gitmişti. Zeliha da tıpkı bu çiçek
gibi tek başına kalmış hissediyordu kendini. Özellikle evdeki son büyüğü olan,
her başı sıkıştığında kendisine akıl danıştığı ortanca ablasının, okumak için yurtdışına
gittiği günden beri.
Bir
olabilmek bu hayatta insanı diri tutuyor, sürecinin bereketi artırıyor.
Aile
denilen birliktelik de esas anlamını burdan alıyor. Aynı yöne bakan…
Benzer
şeyleri dertlenen…
Birbirine
değerleri kördüğüm gibi geçmiş…
Aynı
topraktan beslenip, tüketimlerini beraber yapan…
Neden,
Sıradışı bir ilmin,
Sıradışı keyiflerin,
Sıradışı ortamın,
Sıradışı ilişkin,
Ya da sıradışılarla ilişkilerin olsun ki?
Neden seninle ilişki kursunlar, sana değer versinler?
Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?
Artık anı yapamıyoruz birlikte… yaşadığımız tüm keyifli anlar bir kare olarak telefonun fotoğraf albümüne ekleniyor ve telefon gidince o da gidiyor. Nedense oradaki fotoğrafları bile çıktı alamıyoruz kendimize… ben görsem ne olacak hep başkaları görmeli bizim mutluluğumuzu:(
YanıtlaSilİnsanın emeği birbirine ne kadar geçerse, bağ o kadar sıkı oluyor.
YanıtlaSilYani ilişkiler ilmek ilmek örülen bir bağ demek oluyor bu.
Ne emek, ne kadar bedel o kadar sıkı bağ…
Kaleminize sağlık🤍🤲🏻
Kaleminize sağlık. Gerçek bir aile olmanın avantajlarını hep hatırlayalım inşallah
YanıtlaSilAileyi aile yapan birliktelik. Ama maalesef hepimiz bu güzellikten vazgeçtik.
YanıtlaSilBirbirine olan emekleri ile kördüğüm gibi bağlı(bağımlı değil), aynı yöne bakan güzel aileler olmak umudu ve duası ile... Kaleminize sağlık 🌹
YanıtlaSilAile olmanın anlamını sadece bir dk. Geçirerek ne kadar da sığ bıraktık, acaba onun neye ihtiyaçı var şuan sorusunu bile düşünmeden oysa aile olabilmek birbirne ne kadar emekleriniz düşünceleriniz var buna bakıyordu kalemine sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı toplumumuzun en büyük yanlış düzen de gittiği herkesin para kazanmak için esas önemli olanı geri de bıraktığını ne kadar güzel anlatılmış oysa parayı da ailesi güzelleşmesi için kazanmaz mı insan
YanıtlaSilBirlikte olmak ne güzel. Kısa süren rüya gibi. Elinize sağlık.
YanıtlaSilBir olabilmek bu hayatta insanı diri tutuyor, sürecinin bereketi artırıyor! yazının eline sağlık keyifle okutuyor kendini...
YanıtlaSilAilenin anlamı ne farklıymış meğer.. Aynı evin içinde yaşayıp aile olmayan insanlara ne ara dönüştük insan düşünüyor
YanıtlaSilAynı topraktan beslenip, tüketimlerini beraber yapan… kaleminize sağlık
YanıtlaSilGerçek aile olmanın ne olması gerektiğini bize hatırlatan güzel bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık…
YanıtlaSil“Bir olabilmek bu hayatta insanı diri tutuyor, sürecinin bereketi artırıyor.“
YanıtlaSilEmeğinize sağlık…
İletişim çağındayız diyoruz. Ama iletişimsizlikten de ölüyoruz. Aynı evin içinde insanlar birbirinden bir haber. İletişim kurmak zorundayız. İnsan birbirine muhtaç canlı. Bu sebeple ihtiyaç gidermek çok kıymetli hunun içinde iletişim kurmak zorundayız. İletişimlerimizi ilişkiye çevirmek durumundayız. Sıkı bağ oluşabilsin.
YanıtlaSilİnsanoğlu bu dünyadan hızla geçiyor. Birleşen oldukça bereketleniyor.
YanıtlaSilaile sıcaklığını yansıtan bir yazı olmuş :)
YanıtlaSilİnsanın emeği birbirine ne kadar geçerse, bağ o kadar sıkı oluyor.
YanıtlaSilBir olabilmek, birbirine emeklerinin geçmesi insanları birbirine bağlıyor.Ne güzel, elinize sağlık.
YanıtlaSilBirleşememek tüm süreci etkilediğini ne kadar da güzel anlatılmış. Birleşene sadece destek verildiğini o pıt pıt yavruların olmasının sebebi birleşmenin bereketinin olması. Ayrışanın ise bir türlü bir araya getiremediği hayatı…
YanıtlaSilbir olmak birleşen olmak çok kıymetli - birleşenin kuvveti birleşenin dayanma gücü de bire göre kıymetli... bu kıymeti anladığımda ve deneyimlediğimde başıma gelene hayret etmiş - wow demiştim. İnşAllah benim gibi başkaları da bir olmanın faydasını kendi hayatında görür ve bu döngü dönerek nesilden nesile ulaşır.
YanıtlaSilBir olabilmek ümidiyle 🌸🌸
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌿
Bir olmanın kıymetini bilenlerden olmak duasıyla 💐
YanıtlaSil