SAVAŞIN GÖLGESİNDE 1 – HAREKET
173. Gün
İSTANBUL, NİSAN 2024
- Dün gece yine uyuyamadı, uyumasını beklerken kafam kazan gibi şişti. Sen de sabaha kadar uyudun MaşaALLAH bu ne gamsızlık yahu!
-Her gün böyle söylenecek misin? Her şeyi çok iyi biliyorsun ya bir çözemedin şu çocuğun uyku ve yemek problemini! PlayStation dediniz onu da aldık. Yok, hâlâ tantana devam!
-Ne anlarsın sen insanın halinden. Hadi çok marifetliysen sen çöz de problemi hepimiz rahat edelim.
-Of tamam ALLAH aşkına uzatma Necla! Bir pazar uykum var onu da zehir etmeyin.
-Çocuğumun bir suçu yok ki sen bir baba olarak karşına alsan, onunla sohbet etsen, birlikte vakit geçirseniz, bir sinemeya götürsen misal... Neredeyse hiçbir paylaşımınız olmazsa herhalde çocuk oyun oynamaya düşkün olur. Sonra da uykudan soğur. Gündüz zaten okulu var, başka vakti de yok ki oyun oynasın. Akranları oyunda, onlara da katılmasın iyice hayatı yapayalnız mı geçsin?
-Kızım sen hakikaten bu çocuk için yaşıyorsun. İşin tuhaf tarafı ne biliyor musun? Beni de kendine benzettin. Okul kalabalık dersleri ondan düşük dedin özel okula yazdırdık, resmen rızkımızı çöpe atıyoruz. Arkadaşları şu kursa gidiyor mutlu dedin oraya gönderdik. Her kursta en fazla iki hafta devamlılığı var. Bütün spor dallarını 12 yaşında deneyimlemiş ve hiç birini sevmemiş bir çocuğumuz var. Farkında mısın hareket etmiyor yapıştı bilgisayar koltuğuna! Eve piyano aldık yahu sanırsın Viyana Senfoni Orkestrası’na adam yetiştireceğiz. Paylaşımımız yok öyle mi? Ben resmen ağır köle olarak çalışıyorum bu evde. İliklerime kadar paylaştığımı düşünüyorum. Benden hâlâ bir şeyler bekliyor olmanızdan yoruldum yeter artık!
-Yaaa öyle mi Necati, demek yük
olduk sana! Tamam ben anlayacağımı anladım. Gerekirse çalışır çocuğumun
masraflarını karşılarım. Sana da parana da ihtiyacımız yok bizim!
DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE ZULMÜN YAŞANDIĞI O ŞEHİR, NİSAN 2024
-Günaydın
Bisan Teyze, Basel uyandı mı?
-Hayır oğlum henüz uyanmadı. Gece çadır çok soğuktu son kalan kıyafetlerimizi ısınmak için yaktık. Basel tutuşturmak için dışarıda ateş aradı, çok yoruldu. Çadırın soğukluğu biraz kırılınca uyuyakalmışız.
-Yan çadırımızda kalanların bebekleri çok küçük, annesinin sütü yetmemiş çocukcağız sürekli ağladı.
-Basel yakmak için çıra bulduktan sonra dolaşmaya devam etti. Belki bir yerden mama bulur diye. Çok yorulmuş olmalı ne zaman geldi ve uyudu bilmiyorum. Uyandırmamı ister misin? Acil bir durum mu var?
-Dinlenmesini elbette çok isterim ama bugün onunla işimiz var. Savaştan önce birlikte bisiklet sürerdik. Ali ve ailesi yukarı sokaktaki okulda kalıyor. Babası terzi ve eski bir bisikleti dikiş makinesini çalıştırmak için kullanıyor, gördüm. Basel ile biz de bisikletlerimizi saklamıştık bugün gidip bakalım istiyorum. Eğer zarar görmedilerse onları Ali'nin babasına götürelim. Hem bisiklet onların işini görür hem biz de nasıl çalıştırırız öğreniriz. Böylece kıyafetsiz kalanlara ve kendimize bulduğumuz parça kumaşlardan bir şeyler dikeriz belki.
-Çok güzel düşünmüşsün oğlum ben hemen uyandırayım Basel’i…
İnsanın varlık sürecinin hareketle çok sıkı bir bağı vardır. Herkes yaşadığı sürece bir yolda ilerler. Kimi hayatında bulunanların isteklerini doyurmak için hareket eder. Kimi ise çevresindekilerin ihtiyaçlarına odaklanır.
İstek doyurmaya çalışan insan durup
dinlenmek bilmez. Hep dahası diye yorulur.
Peki bu hareketin böyle sürüp
gider mi?
Yoksa bir an gelip "Tükendim
artık!" der mi insan?
Kendinden fazla ödün veren ve şikayet eden insana ne demek gerekir? "Yapma artık dur" mu?
İnsana marifet katacak hareket ancak ihtiyacı algılayarak mümkündür. Onun kahramanı olmak yerine, çocuğuna ihtiyacını veren baba marifetli babadır. Baba ocağında bu marifete aşina olup benimseyen çocuğun da başkasının ihtiyacını gidermesine vesile olur. Yani aslolan evladını kahraman yapacak eylemi seçmektir. Bu insanı zor zamanlarda destek arayan değil destek olan, yük olan değil yük alan yapar. Bir bisikleti dikiş makinasına çevirenlerden kılar.
Zaten mesele, kaynağı sonsuz olanın
dahi ihtiyaç ölçüsünde yarattığı şu sahneye uyum sağlayıp, ilişkilerimizde de dış
dünyanın isteklerinden öte gerçek ihtiyaçlarını gözetebilmek değil midir?
Neden,
Sıradışı bir ilmin,
Sıradışı keyiflerin,
Sıradışı ortamın,
Sıradışı ilişkin,
Ya da sıradışılarla
ilişkilerin olsun ki?
Neden seninle ilişki
kursunlar, sana değer versinler?
Sıradan bedellerle
ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?
Ne kadar anlamlı bir yazı, yüreğinize sağlık🌸
YanıtlaSilSıradan bedellerle sıradışı nasıl olabilirsin? Ellerinize sağlık çok ders var alabilelim inşaAllah
YanıtlaSilSıradan bedellerle sıradışı nasıl olabilirsin? Ellerinize sağlık çok ders var alabilelim inşaAllah
YanıtlaSilSıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?
YanıtlaSilİnsanın bilincini açık tutması için hakikaten kıyasını değiştirmesi gerekiyor…
YanıtlaSilİnsan susup kalıyor. Ne çok ders var almamız gereken Ne çok. İnsan sıradışı olmak isterken Ne kadar sıradan bedellerle yaşamını sürdürüyor oysa. Ne yapmak gerek o zaman? Bak bisikleti kapıp dikiş makinasina çevirmeye giden var. O zaman ne yapmak gerek? Soru tek cevabı çok. Yapacak çok şey var. Yeter ki basiti küçümsemeden başla bir adınla.
YanıtlaSilHerkesin içindeki potansiyel kendi ihtiyaç karşılayan oldukça açığa çıkması… bisikleti dikiş makinası yapabilmek için ihtiyaç karşılayabilmek için kendi isteğim den çıkıp karşıyı algılayabilmek ne kadar güzel kaleminize sağlık
YanıtlaSilNe de güzel anlatılmış…
YanıtlaSilALLAH Razı olsun
Biri fazla doymaktan hareketsiz ve mutsuzken diğeri karnı aç üşüyen ama harekete geçmeye hazır mutluluğu şartlara bağlamayan bir çocuktu. Peki onların hikayesinde suçlu ararsak kim olur? Hadi biri savaş alanında diyelim ya diğeri… fazla doymuş çocuğumuzu bu kadar doyuranda mı suç yoksa kendinde mi? Yok hiç biri değil sistem diyorsak sistemi getiren ve kabul edenler nerede o zaman? Bulalım onları ve hesap soralım. Aman kendimize hiç dönmeyelim. Benim hatam nerede ve nasıl düzeltebilirim demeyelim. Maazallah bir kaza olur da her şey düzelir filan.
YanıtlaSilçok güzel bir anlatım olmuş. kaleminize sağlık
YanıtlaSilGerçekler insanın yüzüne tokat gibi.. Neleri dert ediyoruz biz böyle..
YanıtlaSilİnsanoğlunun çoğunun ziyanda olduğu bu dönemde RABBİM bize öyle kıyaslar veriyor ki... Adeta diyor ki hala akillanmayacak mısınız hala öğrenmeyecek misiniz... Akıllananlardan oluruz İNŞAALLAH
YanıtlaSilİnsanın varlık sürecinin hareketle çok sıkı bir bağı vardır. Herkes yaşadığı sürece bir yolda ilerler.
YanıtlaSilİstek doyurmaya çalışan insan durup dinlenmek bilmez. Hep dahası diye yorulur...çok güzel özetlemiş herşeyi...kaleminize saglik🌺
YanıtlaSil‘’İnsana marifet katacak hareket ancak ihtiyacı algılayarak mümkündür.‘’
YanıtlaSilKaleminize sağlık :)
Olay değişince insanın önem verdiği şeyler ne kadar değişiyor. İnsanın bugün üzüldüğü şeye bir bakması lazım gerçekten bu üzüntü o isteğin hakkı mı?
YanıtlaSil"Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?"
YanıtlaSilHetkesin motivasyonu farklı farklı
YanıtlaSilKimi kendine odaklı iken kimisi de kendinden başka herkese....
Hayatı bizim ona sunduğumuz imkanlarla gider zanneden bir nesil var. Ve kendimiz şekillendirip farklı bir şekilde yaratılmış muamelesi yapıyorız. Burada bile çoğunlukla aynı şekilde düşünmemek gerçek çözüm gibi.
YanıtlaSilİmkanlar artıkça insan da çürümeye başlıyordu ellerinize sağlık 🤍
YanıtlaSilHakikaten konu yine aynı yere geliyor. Uyumlanmayan süreçte yok oluyor... Uyumlanan ise savaşta bile kıyafet dikmek için çözüm üretiyor. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilİnsana marifet katacak hareket ancak ihtiyacı algılayarak mümkündür.
YanıtlaSilİstek ve ihtiyaçların karıştığı günümüzde, gerçek ihtiyacı algılayanlardan olabilmek dileğiyle🤍
YanıtlaSil"İnsana marifet katacak hareket ancak ihtiyacı algılayarak mümkündür."ne kadar anlamlı bir cümle nokta. Açlığımızı doğru yere koymak ümidiyle,emeğinize sağlık🍀
"Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?". İnsanın ihtiyaç üzerine düşünmesi kendisini biraz iteklemesi neler katar hayatına? İşte cevabı ... :)
YanıtlaSilMadalyonun iki yüzü…
YanıtlaSilRAB bimiz ihtiyaç sahiplerine ihtiyaçlarını ihtiyaçları kadar verir…İhtiyaçları gören ve karşılayanlardan olmak duasıyla, kalemize sağlık :)