Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SAVAŞIN GÖLGESİNDE 1 – HAREKET

Resim
SAVAŞIN GÖLGESİNDE 1 – HAREKET 173. Gün İSTANBUL, NİSAN 2024 - Dün gece yine uyuyamadı, uyumasını beklerken kafam kazan gibi şişti. Sen de sabaha kadar uyudun MaşaALLAH bu ne gamsızlık yahu! -Her gün böyle söylenecek misin? Her şeyi çok iyi biliyorsun ya bir çözemedin şu çocuğun uyku ve yemek problemini! PlayStation dediniz onu da aldık. Yok, hâlâ tantana devam! -Ne anlarsın sen insanın halinden. Hadi çok marifetliysen sen çöz de problemi hepimiz rahat edelim. -Of tamam ALLAH aşkına uzatma Necla! Bir pazar uykum var onu da zehir etmeyin. -Çocuğumun bir suçu yok ki sen bir baba olarak karşına alsan, onunla sohbet etsen, birlikte vakit geçirseniz, bir sinemeya götürsen misal... Neredeyse hiçbir paylaşımınız olmazsa herhalde çocuk oyun oynamaya düşkün olur. Sonra da uykudan soğur. Gündüz zaten okulu var, başka vakti de yok ki oyun oynasın. Akranları oyunda, onlara da katılmasın iyice hayatı yapayalnız mı geçsin?   -Kızım sen hakikaten bu çocuk için yaşıyorsun. İşin tuhaf

Başarı Psikolojisi

Resim
Başarı Psikolojisi İnsanoğlu ulaştığında mutlu ve başarılı olacağını zannettiği şeyler için bir ömür boyu çabalar durur. Çoğu zamansa, o şeylere ulaştığında, o kadar da mutlu olamadığını fark eder.  “ Başardım !” dediğinde bir şeyler hayal ettiği tadı vermeyebilir. Sahi neden böyle olur? Zannettiğimiz başarı ve mutluluk gerçeğinden farklı mı acaba? Gerçek mutluluğu ve başarıyı yakalamak için, önce gerçek ve sahte arasındaki ayrımı bilmek gerekir.  Bu ayrımı bilemediğimizde, zannettiklerimizin peşinde koşar ve yanılırız… O zaman rotamızı gerçeğe doğrultmanın zamanı gelmiş olabilir mi, ne dersin? Deneyimsel Tasarım Öğretisi  Başarı Psikolojisi     Neden, Sıradışı bir ilmin, Sıradışı keyiflerin, Sıradışı ortamın, Sıradışı ilişkin, Ya da sıradışılarla ilişkilerin olsun ki? Neden seninle ilişki kursunlar, sana değer versinler? Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki? " Deneyimsel Tasarım Öğretisi "   in sanın gerçek amacını

Ya Düzenim Bozulursa

Resim
  Ya Düzenim Bozulursa Bugün diğer günlerden biraz farklıydı. Bir gariplik vardı. Her gün dalgalarla uyum içerisinde, süzülüşlerini yansıyan güneş ışıkları süsler, pullarındaki ışıltılarla geçtikleri her yer bir şölen havasına bürünürdü. Bundan önce hiç bu kadar derine inmemiş ve bu kadar hızlı hareket etmemişlerdi.  Anlam veremediği bir telaş vardı. Her zaman olduğu gibi herkes birbirini takip ediyor, uyumu bozmuyordu ama.. Bir dakika… H erkes neredeydi? Kaya balıkları, maskeli balon balıkları, deniz kestaneleri hiçbiri mercanların arasında görünmüyordu, resifler de boştu.. Her yer terk edilmiş sanki bir tek onlar kalmış gibiydi. Evet tam olarak öyleydi.. Şimdi farklılığın sebebini   anlayabiliyordu, bu her zamanki rutinleri değildi, kuzeye doğru ilerliyorlardı… Onları uzun bir yolculuk bekliyordu, bu onun ilk göçü olacaktı.. Daha önce çokça duymuştu.. Yeni yerler her ne kadar kulağa hoş ve heyecanlı gelse de o günün gelecek olması onu ürkütürdü.. Çünkü bu yolculuk tehlikelerle d

Hoş geldin Bayram!

Resim
  Hoş geldin Bayram! İşte geldik bir yolculuğun daha sonuna… Evet yoğun bir tempoydu haklısın… Ama öyle de olması gerekmez miydi? Neticede söz konusu olan on bir ayın sultanı dedikleri yılın en gözde ayı değil mi… Biraz canımızı sıkan şeylere sabretmek… Biraz yardımlaşmak… Biraz göz yaşı… Özellikle de zulüm altındaki kardeşlerimiz için… Biraz şükür… Biraz tevbe… Biraz misafir ağırlamak… İkramlamak… Biraz yüz güldürmek… Biraz uykusuz geceler… Tabi biraz da açlık… Peki hepsi neden? Gerçekten bayramın hoş gelmesi için… Çünkü ancak bedelini ödeyen insana, o bedelin sonucu dokunur, temas eder… Dolayısıyla bayram, onu hakikaten hak edenler içindir… Çaba ve mücadelesini zamanında samimiyetle ortaya koyan içindir… Diğerine gelince, onun payına düşense… Bayramı hakikaten hak edenin bayramını tebrik etmek… O halde… Bayram sen kime hoş geldiğini iyi biliyorsun…     Milyarlarca insan içinde, ‘ bir ’ kişinin ne önemi olabilir ki? Bunun cevabın

BİZİM DE BACAMIZ TÜTER Mİ?

Resim
  BİZİM DE BACAMIZ TÜTER Mİ? Kış mevsimi olduğu için hava erkenden kararmıştı. Çocuklar oyundan yorulup evlerine dağılmış, kar taneleri sesi yuttukça köyü bir sessizlik kaplamıştı. Yetişkinler de karanlığa kalmadan işlerini halledip evlerine çekilmişti. Nisa, evinde ödevinin başına oturmuştu.   Köyde elektrikler kesildiği için ödevini pencerenin önünde günün son ışığının aydınlığı ile yapmaya çalışıyordu. Fakat ağlamaktan kıpkırmızı olmuş burnunu çekmekten, gözünün yaşını silmekten ödevini yapamıyordu. O sırada, ablasının yaklaştığını anlayınca ağlaması daha da artırmıştı. Ablası onu duysun, onunla ilgilensin istiyordu. O da durumu fark edip “Ne oldu sana, yine neye ağlıyorsun sen?” dedi. Nisa “yine” kelimesine içerlemişti ama şu an başka bir problemi vardı. Bir an önce konuyu anlatmak istiyordu. ‘’Abla sen biliyorsun ben öğrendim okumayı. Ama öğretmenim bana hala kurdele takmadı. Altıncı kişiye kurdele taktı, onlara sarıldı. Bugün altıncıyı seçti ama ilk ben öğrenmiştim. Hala ben