Neden Aynı Kelimeler Farklı Anlamlarda Kullanılır?

 

Sevgi ne demektir?

Sevgi her dilde bir anlamı ve karşılığı olan bir kelime...

"Sevmek mi? Bir daha asla! Bana göre değilmiş. Sevmek meğer insana ne kadar acı veriyormuş."

"Kimseyi sevemem artık, sevmek de istemiyorum sevilmek de."

"Sevgi hayatıma anlam katan en güzel şeylerden biri."

"Sevmeden geçer mi bu hayat?"

Kimi için sevmek acı ile bağdaştırılır. Kimi içinse insanı iyi hissettiren bir anlamı barındırır. Aynı kelime insanlar için nasıl bu kadar farklı olabiliyor? Herkese göre anlamı farklı ise nasıl aynı şeyi konuşuyor ve ifade ediyor olabiliriz?

İlişki...

" Nasıl biter bu ilişki? Çok mutluyduk. Her anımı onunla geçirmek istiyordum. Nasıl bu noktaya geldik anlamadım."

"İlişkimiz mi? Ne olsun bir barışıyoruz bir küsüyoruz bir öyleyiz bir böyle. Çocuklar var ne yapalım devam ediyoruz işte."

"İlişkimiz gerçekten iyi. Ahmet beni bilir ben de onu. Çok fazla konuşmayız ama birbirimizi çok iyi anlarız."

"İlişkimiz bana yük olmadı aksine hayatımı kolaylaştırdı. Varlığından dolayı mutlu oldum. Olmasa yapabilir miydim? Evet, ama iyi ki var diyorum."

Bazıları yaşadığı her birliktelik sürecini ilişki olarak tanımlıyordu. Bazıları ise süreçte yaşanılanlar ve davranışlara göre bunu belirliyordu.

Hangisi gerçekten bir ilişkiydi? İlişki sadece karşı cinsle mi olurdu?

İki insanın yaşadığı her sürece ilişki denilebilir miydi?

Merhamet...

"Ne gelirse başıma merhametli olmaktan geldi."

"Ne yapayım, çünkü çok merhametliyim o da bunu biliyor. Bu tarafımı kullanıyor her seferinde."

"Onun merhameti beni çok etkiledi. Yaptığımdan çok utandım. Bir şey söyleyip canımı acıtabilecekken susabiliyor olması... İnsan nasıl hem bu kadar güçlü hem de merhametli olabiliyordu?"

Aynı kelime ile ifade edilen farklı anlamlar... Biri için merhamet yaşadığı olumsuz sonuçların sebebi olarak ifade edilmiş. Diğeri içinse çok etkileyici ve sahip olunması gereken bir özellik olarak dile getirilmiş.

Peki, gerçekten merhamet ne demekti?

Özgürlük...

"Özgürüm diyorum özgürüm istediğimi yaparım."

"Özgürüm niye karışıyorsun ki bana! "

Dışarı çıkmak için hala harçlığını babasından alan, istekleri bitmeyen, gerginliği ve şikâyeti olan genç bir çocuk. İmkanları kesilecek olsa, kapının önüne koyulsa deliye dönecek ve onlardan da vazgeçemeyecek olan aslında.

Öteki tarafta ise;

"Hayatta hiçbir şeyi bırakamayacak kadar istemedim. Özgür oldum." diyen biri...

Kelimeler aynı ama yaşananlar bambaşka. Nasıl böyle olabiliyordu? Neden insanlar sıkça bence, bana göre derler?  Bence deyince oluyor muydu, değiştirebiliyor muyduk bir şeyleri?

Sahi, hangi insan gerçekten özgür?

Hangi tanımlama gerçek olan?

Mesele kendimize göre tanımlamak mı yoksa gerçekten ne olduğunu anlamaya çalışmak mı? Kendimize göre istediğimiz şekilde tanımlamak en kolay olanı. Peki kendi tanımladığımız ama gerçek olmayan bir dünyada yaşamak nsanı hayal kırıklığına uğratmaz mı?

Nasıl ki;

Yanlış tarif edilen bir adrese ulaşabilmek mümkün değildir. 

Bir doktor doğru teşhis koymadan, uygun tedavi bulamaz.

Hayatımızda içinden çıkamadığımız, tekrarlanan, kör düğüm olmuş olayların ve yanlış anlaşılmaların en önemli nedenlerinden biri kavramların gerçekten ne anlama geldiği bilmemekten kaynaklanır.

Kelimeler ve anlamları anlaşıldığında doğru ve yanlış birbirinden ayırt edilebilir olur. Düşüncelerimiz dolayısıyla davranışlarımız değişmeye ve isabetli olmaya başlar. 

Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 

Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.