(A)SOSYAL MEDYA

 (A)SOSYAL MEDYA

İyi iş çıkarmışlardı. Bir haftadır üzerinde çalıştıkları bir proje vardı. Yeni bir yazılımla bundan sonra bir haftada bitecek işi, bir günde halledebileceklerdi. Bu durum tedarik zinciri ekibi için çok büyük bir konfor sağlayacaktı... Evet, teknoloji güzel şeydi doğrusu ama bilinçli kullanılırsa…

Asosyal Medya

 “Yeter artık, bırak o telefonu elinden!” dedi. Bu durum Leyla’nın iyice canını sıkmaya başlamıştı. Az önce İstanbul’dan gelen çok sevdikleri misafirlerini uğurlamıştı. Daha önce de defalarca bir araya gelmiş ve iki arkadaşın oğulları da birlikte çok güzel vakit geçirmişlerdi. Dolayısıyla her buluşmayı, hem iki arkadaş hem de çocuklar iple çekerdi… Beraber satranç ve futbol oynarlardı. Her seferinde daha çok bir araya gelmek isterlerdi. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan gitme vakti gelirdi...  

Ne olduysa bu aralar hiç konuşma yok, oyun yok, top koşturmaları yok, rekabet çığlıkları yoktu. İki saat boyunca telefonu ellerinden düşürmediler. Odadan dışarıya çıkmak dahi istemediler.

Asosyal Medya

Onların bu halini görünce kendi çocukluğu geldi aklına Leyla’nın. Hava kararırdı ama eve gitmek aklına bile gelmezdi. Annesinin sesiyle anlardı eve gitmesi gerektiğini. Tam da oyunun en eğlenceli kısmında bırakılır, eve gidilir miydi şimdi?

Akşam yemeğinden sonra buluşma sözü alınarak ayrılırlardı ancak.  Böyle geçmişti çocukluğu Leyla’nın. Köyde geçen zamanları gözünün önünden şöyle bir geçti. Ne kadar da eğlenceliydi. Keçilerle, tavuklarla haşır neşir olurdu. Dedesinin bir bahçesi vardı. Onu elma toplamaya götürürdü. Bütün böcekleri, bitkilerin isimlerini bilirdi dedesi sayesinde…

Ne yazık ki kendi çocuğu, bırak evden dışarıya çıkmayı odasından bile çıkmıyordu. Misafiri karşılamaya, uğurlamaya gelmez miydi insan? Hangi ara bu çocuk bu kadar bozulmuştu?

Asosyal Medya

Lise birinci sınıfa gidiyordu Ömer. Sevimli, güler yüzlü etrafıyla da iletişimi iyi bir çocuktu aslında. Annesi derslerine odaklansın diye lise bire kadar telefon almamıştı ona. Bu yüzden ara ara mızmızlanırdı. ’Arkadaşlarımın hepsi sosyal medyada takılıyor. Ben tek başıma kalıyorum anne!”

Sonunda lise bire geçtiğinde alınan telefonuyla arkadaşlar grubu, sınıf grubu, kankalar grubu derken bir de ders etkinlikleri… Leyla Ömer’in elinden telefonu her almak isteyişiyle; “Ama anne sınıf grubundan ödevler yazılıyor. Ayrıca kitaplarımın uygulaması var telefonumda, çözemediğim soruları oradan dinliyorum… “

Asosyal Medya

Bu cevap karşısında “Hayır!” diyemediği bir sürece girdi. Ergenliğin de getirdiği farklı davranışların da eklenmesiyle Ömer bambaşka biri olup çıkmıştı. Sosyalleşmesi ve derslerine katkısı olsun diye eline verilen telefon onu daha da sosyal ortamdan koparmıştı.

Evet…

İletişim dünyasındayız!” diyoruz ama iletişim araçlarını kullandığımızdan bu yana, hayatımıza getirdiği kolaylıkların yanında bizden götürdükleri de göz ardı edilemezdi.

Etkin kullanamamanın sonucu olarak bizi gerçek hayattan koparan, iletişimlerimizi sanal hale getiren bir araç oldu. Tabii tüm dünyadan haberdar olduk, fakat yanı başımızdaki insanlardan uzaklaştık.

Çocuklar ebeveynlerinden daha çok sanal alemde vakit geçirir oldular. Gün geçtikçe biz arkadaşlarımızdan, eşimizden, dostumuzdan uzaklaştık çocuklarımız da bizden…

İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

 

 

Yorumlar

  1. Malesef sadece çocuklarımız değil bizler de elimizde telefonla vakit geçiriyoruz. Dengeyi toplamamız lazım. Gerçek bağlar kurmamız lazım önce biz sonra çocuklar :)

    YanıtlaSil
  2. Ne yazık bir nesil böyle hiç anı biriktiremeden büyüyor.

    YanıtlaSil
  3. İletişim çağındayız, diyoruz herkesin cebinde artık küçük bilgisayar olan cep telefonu ve interneti var. Dünyanın her yerinden haberimiz oluyor. Ama yan odadaki oğlun halini, yanında yattığı eşin halini bilmiyor insanoğlu. Sosyal medyada aktif olan gerçek hayatta pasif oluyor, iletişim kopuyor. O zaman biz iletişim çağında değiliz iletişim araçlarının çağındayız... Güzel yazınız için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  4. İnsan kendine de çocuğunu da yazık ediyor maalesef. Kapılan kurtulamıyor:(

    YanıtlaSil
  5. Gün geçtikçe biz arkadaşlarımızdan, eşimizden, dostumuzdan uzaklaştık çocuklarımız da bizden…Acı ama gerçek

    YanıtlaSil
  6. Malesef günümüzdeki en büyük problem iletişim çağı diyoruz ama komşumuz hasta haberimiz yok...farkındalık uyandıran bir yazı teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  7. Uzakları yakın edince,yakındakikerde uzak oldu

    YanıtlaSil
  8. Ne yazık ki iletişim araçları insanoğlunu gerçek iletişimden uzaklaştırdı.

    YanıtlaSil
  9. Ne yazık ki hepimizin düştüğü tuzak bu. Her şeyi telefonlardan halleder olduk. Bu yüzden orada çok vakit geçiriyor, çevremizdeki insanlara hakkını veremiyoruz. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  10. Gerçek ilişki kurmanın anlamını öğrendiğin de insan o zaman ancak ilişkiler kurmanın keyfini yaşıyor

    YanıtlaSil
  11. İletişim çağındayız diyoruz ama neredeyse iletişimsizlikten ölüyoruz.
    Dilerim okuyucularına farkındalık oluşturan bir yazı olur.
    Emeğinize sağlık🤍

    YanıtlaSil
  12. Mesele imkan arttırmak değil marifeti arttırmak
    Elinde akıllı telefonu olunca aklını devre dışı bıraktı insan!
    Eee çalışmayan kas erir...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder